Avrupa’da göçmen kökenli bireyleri hedef alan yapısal ırkçılık, kamu sektöründen eğitime kadar kritik alanlarda derinleşen eşitsizliklere yol açıyor. Yeni araştırmalar, özellikle iş piyasası ve konut erişiminde etnik kökene dayalı ayrımcılığın kurumsal boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor.
Almanya merkezli Medya ve Entegrasyon Hizmeti (Mediendienst Integration) tarafından yayınlanan kapsamlı analiz, isimleri yabancı algılanan adayların iş görüşmelerine çağrılma oranlarının, Alman isimli adaylara kıyasla daha düşük olduğunu belgeliyor.
Almanya’da uzun süredir göz ardı edilen bir ayrımcılık türü, 2025 itibarıyla kamuoyunun gündemine daha açık bir şekilde taşınmış durumda: anti-Doğu Avrupalı (antiosteuropäisch) ve antislav ırkçılık. Almanya Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi’nin verileri, özellikle göçmenler ve mülteciler arasında bu tür ayrımcılık biçimlerinin yaygın ve sistematik olduğunu ortaya koyuyor.
IRKÇILIK SADECE RENK MESELESİ DEĞİL
Antislawizm, Slav kökenli insanlara yönelik tarihsel bir aşağılamayı tanımlar. 19. yüzyıl Avrupa’sında kültürel olarak geri ya da biyolojik olarak düşük ırk olarak tanımlanan Slav halkları, Nazi Almanyası döneminde bu ideoloji doğrultusunda milyonlarca can kaybıyla sonuçlanan soykırımların hedefi oldu.
Bugün ise ayrımcılık, daha çok gündelik yaşamda ve kurumsal yapılarda kendini gösteriyor. Kadın doğu Avrupalılar, erkeklere kıyasla daha fazla ayrımcılığa uğruyor (%78’e %54). İsimler, aksanlar ve belgeler ayrımcılığın başlıca dayanaklarını oluşturuyor. İş piyasasında düşük ücretli ve vasıfsız işlerde çalıştırılan göçmenlerin diplomaları tanınmıyor. Jobcenter’lar, örneğin Rumen ve Bulgar göçmenlerden daha fazla belge talep ediyor.
UKRAYNA SAVAŞI SONRASI NEFRETİN YÖNÜ GENİŞLEDİ
Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya başlattığı savaş sonrası Almanya’da yaşayan Rusça konuşan kişiler, yalnızca Ruslar değil; Belarus, Kazakistan ve Ukrayna’dan gelenler de hedef haline geldi. Restoranlara boykot çağrıları, sosyal medya üzerinden yayılan dezenformasyonlar ve saldırılar, çok sayıda mağduriyet yarattı.
Almanya’da ırkçılık raporları da artışta. Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi’ne yapılan başvurular 2024’te 11 bin 400’ü geçti. Bunların %43’ü ırk temelli. AfD, iç istihbarat tarafından resmen aşırı sağcı ilan edildi. İlk defa “Antislawizm” üzerine ulusal konferans düzenlendi.
Araştırmalar, Slav kökenli insanların “beyaz” olarak algılanmasından dolayı, yaşadıkları ayrımcılığın çoğu zaman ırkçılık olarak tanınmadığını ortaya koyuyor. Verilere göre, halkın sadece %69’u Doğu Avrupalılara yapılan ayrımcılığı ırkçılık olarak kabul ediyor. Bu oran, siyahilere yönelik ırkçılıkta %81, antisemitizmde %79.