Avrupa Birliği ülkeleri, son dönemde art arda aile birleşimi haklarına yönelik kısıtlamalar getiriyor. Avusturya, geçtiğimiz aylarda aldığı radikal bir kararla ikincil koruma statüsü sahibi sığınmacıların aile birleşimini iki yıl süreyle dondurdu. Gerekçe olarak ise sosyal sistemlerin aşırı yüklenmesi gösterilse de, bu hamle binlerce ailenin parçalanması riskini beraberinde getiriyor. Avusturya Başbakanı Christian Stocker’ın “Durdurma düğmesine basma zamanı geldi” açıklaması, AB’nin göç politikalarındaki sert dönüşümün simgesi haline geldi.
KAÇ KİŞİ ETKİLENDİ
Avusturya hükümeti, 2023-2024’te 18 bin kişinin (13 bini çocuk) aile birleşimi yoluyla ülkeye geldiğini vurguluyor. İçişleri Bakanı Gerhard Karner, konut, eğitim ve sağlık sistemlerinin çökmekte olduğunu iddia ediyor. Almanya’da ise benzer gerekçelerle 2025’in ilk yarısında yalnızca 5 bin vize onaylandı. Bu, önceki yıllara kıyasla yüzde 60’lık bir düşüş anlamına geliyor.
Avusturya, AB’nin acil durum maddesini (ulusal güvenlik tehdidi) gerekçe göstererek insan hakları ihlali suçlamalarını bertaraf etmeye çalışıyor. Ancak BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, “Aile birleşimi insani bir haktır” uyarısı yapıyor. Yunanistan’da ikincil koruma statüsündekilerin aile birleşimi başvurusu yapması yasak.
SONUCU TRAVMA
Berlin Charité Üniversitesi araştırması, ayrı kalan aile fertlerinde anksiyete bozukluklarının %70 arttığını ortaya koyuyor. Özellikle çocuklarda ayrılık travması kalıcı gelişim sorunlarına yol açıyor. Almanya’da ayrıcalıklı aile birleşimi hakkı yalnızca mülteci statüsü tanınanlara veriliyor. İkincil koruma statüsündekiler ise gelir ve konut koşullarını kanıtlamak zorunda.
Avusturya koalisyon hükümeti (muhafazakâr ÖVP, sosyal demokrat SPÖ, liberal Neos) bu kararda birleşirken, İsveç ve Fransa kontrollü birleşim modelleriyle daha insani alternatifler sunuyor. Türk Kızılay’ın verilerine göre, savaş nedeniyle ayrı düşen ailelerin birleştirilmesi için “birinci derece akrabalık” şartı aranıyor. Ancak AB ülkeleri bu kriteri esnetmeyi reddediyor. AB, Ukraynalı mültecilerin koruma statüsünü 2026’ya uzattı, ancak Suriyeli ve Afganlar bu kapsam dışında.