ABD’nin göçmen politikalarındaki sert dönüşüm, Los Angeles’ta düzenlenen son operasyonlarla yeni bir boyut kazandı. Özellikle İranlı sığınmacıların hedef alındığı bu operasyonlar, federal göçmenlik yetkililerinin biber gazı ve ses bombaları kullanarak protestocularla çatıştığı gerilimli sahneleri beraberinde getirdi.
Paramount ve Compton bölgelerinde yaşanan çatışmalarda, Sınır Devriyesi araçlarına taş ve beton atıldığı, bir aracın ateşe verildiği bildirilirken, sokaklarda yükselen dumanlar kentin göçmen krizindeki tansiyonu gözler önüne serdi. Gözaltıların merkezinde, daha önce sığınma başvurusu yapmış veya davaları devam eden İranlılar yer alıyor. Yetkililer, bu kişilerin suç örgütleriyle bağlantıları veya göçmenlik yasası ihlalleri nedeniyle tutuklandığını savunuyor.
İç Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, son haftalarda yalnızca Los Angeles’ta 118 göçmen tutuklandı; aralarında sabıkalı kişilerin yanı sıra, protesto sırasında gözaltına alınan sendika liderleri de bulunuyor.
90 GÜN KURALI RAFA KALKTI
Operasyonların arka planında, ABD göçmenlik mahkemelerindeki 1 milyondan fazla birikmiş davanın yarattığı idari kriz yatıyor. Biden döneminde uygulanan ve sığınma kararlarının sınır memurları tarafından hızlandırılmasını öngören kural, Trump yönetiminde askıya alınırken, davaların 90 gün içinde sonuçlanması hedefi fiilen rafa kaldırıldı. Bu da sığınmacıların yıllarca belirsiz statüde kalmasına yol açıyor.
Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, federal hükümetin 2000 Ulusal Muhafız askerini Los Angeles’a gönderme kararını kasıtlı ve korkakça olarak nitelendirdi. ABD’nin küresel mülteci politikalarındaki tutarsızlıkları da gün yüzüne çıkıyor. Ocak 2025’te Trump’ın Afganların geçici koruma statüsünü iptal etmesi ve Güney Afrikalı 59 Afrikanerin ırk ayrımcılığı mağduru statüsüyle özel olarak ABD’ye kabul edilmesi, çifte standardı eleştirilere neden oldu.
Paramount’ta yaşanan çatışmaların ardından dikenli tellerle barikat kurulan bölgede, İranlı sığınmacıların endişeli bekleyişi sürüyor. Gözaltına alınanların bir kısmı sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıyayken, bazıları da El Salvador’daki mega hapishanelere gönderilmekten korkuyor.