Son haftalarda ABD sınırlarında yaşanan gelişmeler, Almanya ile ABD arasında beklenmedik bir gerilimin fitilini ateşledi. Alman Dışişleri Bakanlığı, ABD makamlarının “açıklanmayan nedenlerle” çok sayıda Alman vatandaşını gözaltına alıp sınır dışı etme kararını şaşkınlıkla karşıladı. Konuya dair ilk resmi açıklamayı yapan Bakanlık sözcüsü, “Ortada hâlâ bulanık bir tablo var. ABD’nin bu adımının arkasında ne yattığını anlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanarak diplomasi koridorlarındaki tedirginliği gözler önüne serdi.
Yeşil Kart Sahibi Vatandaşlar Bile Hedefte
Olayların perde arkası daha da çarpıcı: Gözaltına alınanlar arasında, ABD’de yasal olarak yaşayan ve yeşil kart sahibi bir Alman vatandaşının bulunması, krizin boyutunu uluslararası hukuk tartışmalarına taşıdı. Donald Trump döneminde katılaşan göç politikalarının, Biden yönetiminde de etkisini sürdürdüğüne dair spekülasyonlar ise Almanya’nın tepkisini daha da sertleştiriyor.
İki Alman vatandaşı, ABD’ye giriş yaptıkları anda beklenmedik bir şekilde gözaltına alınarak Almanya’ya geri gönderildi. Bir kişi ise, halen ABD’de gözaltında tutulurken, Alman yetkililer acilen temasları yoğunlaştırdı. Resmi açıklamalara göre, sınır dışı edilenlerin dosyalarında “yasal bir eksiklik” bulunmuyor.
Almanya’dan ABD’ye Sert Uyarı
Alman Dışişleri, sadece sınır dışı kararını değil, gözaltı koşullarını da mercek altına aldı. Sözcü, “Tüm ülkelerden beklediğimiz gibi, insan hakları standartlarına uyulmasını talep ediyoruz. Gözaltındaki vatandaşlarımıza insani muamele şart” diyerek Washington’a dolaylı bir mesaj verdi. Bu ifadeler, özellikle ABD’nin göçmen tutma merkezlerine yönelik insan hakları raporlarının gündemde olduğu bir dönemde dikkat çekici.
Seyahat Uyarısı Gelir mi?
Alman yetkililer, ABD’ye seyahat edecek vatandaşları uyarmak için henüz erken olduğunu vurgulasa da, sinyaller tedbiri elden bırakmıyor: “AB içindeki ortaklarımızla temas halindeyiz. ABD’nin göç politikasında köklü bir değişim mi var, yoksa bu izole vakalar mı? Cevabı bulur bulmaz, gereken adımı atacağız”denilen açıklama, Brüksel-Washington hattında diplomatik bir depremin ayak sesleri olarak yorumlandı.
Trump döneminde gerilen ilişkilerin Biden ile tamir edildiği düşünülürken, bu son gelişmeler, iki ülke arasında “güven bunalımı” olduğu iddialarını alevlendirdi. Alman medyası, hükümetin Washington’a “sessiz diplomasi” yerine kamuoyu üzerinden baskı kurmayı seçtiğini yazarken, ABD Dışişleri’nin konuya dair sessizliği ise merak konusu.