Federal Hükümet’in aylardır kamuoyundan sakladığı kritik rapor, mülteci prosedürlerinin Avrupa Birliği sınırları dışına kaydırılması planını Avrupa’sız bir adım olarak nitelendirdi. Almanya’nın bu konuda tek başına hareket etmesinin sakıncalı olacağı vurgulanıyor. Rapora göre, mülteci prosedürlerinin Avrupa Birliği (AB) dışındaki ülkelere kaydırılması ancak “Avrupa düzeyinde mümkün.”
Alman ARD’nin ulaştığı 56 sayfalık gizli taslak rapor, Almanya’nın “tek taraflı üçüncü ülke modelini” gerçekçi bulmuyor. “Bu ancak AB ortak politikasıyla hayata geçebilir. Tek başına girişim, hukuki ve insani kriz doğurur.” yorumları yapılıyor.
Geçen yıl CDU/CSU liderliğindeki eyaletlerin gündeme getirdiği üçüncü ülke modeli, Federal Hükümet tarafından incelenmeye alınmıştı. Ancak taslak raporda, bu modelin “yasal riskler”, “belirsiz etkiler”ve “pratik engeller” nedeniyle ancak sınırlı durumlarda (kimlik belgesi olmayanlar veya siyasi amaçlı göç durumları) kullanılabileceği belirtiliyor. Ayrıca, AB hukukuna göre mültecilerin yalnızca “bağlantılı oldukları” ülkelere gönderilebileceği hatırlatılıyor.
SOMUT TAAHHÜT YOK
AB mevzuatı, mültecileri yalnızca aile, vize veya geçiş bağı olan ülkelere göndermeye izin veriyor. Bu kuralın gevşetilmesi için bile 27 üye ülkenin onayı gerekiyor. Raporda dikkat çeken bir diğer nokta, “ilgili bölgelerdeki az sayıda ülkenin” bu modele açık olduğu, ancak henüz somut bir işbirliği isteği olmadığı yönünde. AB ülkelerinin tek tek değil, “ortak müzakerelerle” hareket etmesi öneriliyor. Aksi takdirde, ülkeler arasında rekabet ve maliyet artışı riski bulunuyor.
Fas, Tunus ve Nijer gibi ülkelerle yapılan ön görüşmelerde “somut taahhüt alınamadı”. Rapor, “İşbirliğine açık üçüncü ülke bulunmuyor” diye kaydediyor. Modelin ulusal bütçeye yıllık ek yükü 3-5 milyar Euro olarak hesaplanırken, insan kaçakçılığı ve hukuki itiraz riskleri vurgulanıyor.
CDU/CSU, 2025 seçim vaatlerinde “Tüm mülteciler üçüncü ülkelere” taahhüdüne yer verirken, SPD bu maddeyi koalisyon görüşmelerinde kasıtlı olarak es geçti. Federal İçişleri Bakanlığı’nın “Rapor teknik incelemede” açıklamasına karşın, uzmanlar tepki gösterdi.