Almanya’nın Afganistan’dan mülteci kabul süreci, son haftalarda artan tahliye uçuşlarıyla birlikte kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Federal hükümetin şeffaf olmayan politikaları ve güvenlik zafiyetleri, özellikle Brandenburg İçişleri Bakanı Katrin Lange (SPD) ve Yabancılar Dairesi Başkanı Olaf Jansen tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor.
Son olarak, Pakistan’ın İslamabad kentinden kalkan bir charter uçağı, Almanya’dan kabul onayı alan 132 Afgan mülteciyi Berlin Brandenburg Havalimanı’na (BER) getirdi. Ancak, federal polisin belgelerde tutarsızlık tespit etmesi nedeniyle 25 mülteci uçağa alınmadı. Federal İçişleri Bakanlığı, bu kişilerin belgelerinin yeniden inceleneceğini duyurdu.
Almanya’ya ulaşan Afgan mülteciler, farklı eyaletlerdeki kabul merkezlerine yerleştirildi. Fakat bu sürecin yönetimi, bazı eyalet yetkilileri tarafından büyük eleştirilere maruz kalıyor. Katrin Lange, “Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin üzerinden neredeyse dört yıl geçti, ancak hâlâ tahliye edilenlerin büyük bölümü yerel çalışanlar olarak tanımlanıyor. Federal hükümet süreci daha şeffaf yönetmeli.” ifadeleriyle hükümeti eleştirdi. Aynı şekilde, Yabancılar Dairesi Başkanı Olaf Jansen de bu tahliyeleri “pahalı bir skandal” olarak nitelendirerek, Afgan mültecilerin bazılarının kimliklerinin bile doğrulanmadığını iddia etti.
Almanya’da Asyl Süreçleri: Bekleme Süreleri Rekor Kırıyor
Afgan mülteci kabul sürecine yönelik tartışmalar devam ederken, Almanya’daki asyl süreçlerinin de giderek uzadığı ortaya çıktı. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) tarafından açıklanan verilere göre, Almanya’da bir iltica başvurusunun sonuçlanması şu an ortalama 8,7 ay sürüyor. Bu, 2017 yılından bu yana en uzun bekleme süresi olarak kayıtlara geçti. 2023 yılında ortalama bekleme süresi 6,8 ay iken, 2017’de bu süre 10,7 ayı bulmuştu.
Bazı gruplar için bekleme süresi çok daha uzun. Batı Afrika ülkelerinden gelen mülteciler, özellikle Togo, Gambia ve Nijerya vatandaşları, ortalama 20,1 ay boyunca iltica başvurularının sonucunu beklemek zorunda kalıyor. Filistin ve Sudan’dan gelen başvurular için ortalama bekleme süresi ise 15 ay civarında.
Sudanlı mülteciler için kabul oranı oldukça yüksek: 2023’te Sudanlılara yapılan 960 başvurunun %99’u olumlu sonuçlandı. Filistinli başvurular için ise bu oran %82 olarak açıklandı. Ancak, Gazze Şeridi’nden gelen başvuruların savaşın başlaması nedeniyle 9 Ocak 2024’ten itibaren askıya alındığı belirtildi.
Göç Politikaları Yeniden Masaya Yatırılıyor
Almanya’daki artan göç ve iltica süreçlerindeki gecikmeler, federal hükümetin politikalarını yeniden değerlendirmesine neden olabilir. CDU ve CSU başta olmak üzere bazı muhalefet partileri, iltica süreçlerini hızlandırmak için yeni reformlar yapılması gerektiğini savunuyor.
Özellikle BAMF, 2023’ten kalan birikmiş başvuruları sonuçlandırmaya odaklandığını açıklarken, bazı politikacılar bu sürecin çok yavaş ilerlediğini belirtiyor. Geçtiğimiz yıl Almanya’ya yapılan 329.000 iltica başvurusu, bir önceki yıla göre %51’lik bir artış gösterirken, 2024’te bu rakam %30 oranında azalarak 230.000 seviyesine geriledi. Ancak, hâlâ on binlerce başvuru değerlendirilmeyi bekliyor.
Bazı mülteciler için sürecin hızlandırılması adına yapılan revizyonlar da eleştiriliyor. Suriye’den gelen başvuruların, Esad rejiminin devrilmesinin ardından 8 Aralık’ta askıya alınması, birçok insan hakları savunucusu tarafından tepkiyle karşılandı.
Almanya’nın Afgan mülteci tahliyeleri ve iltica süreçlerindeki uzun bekleme süreleri, ülkedeki göç politikalarına dair geniş çaplı bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Güvenlik endişeleri, maliyetler ve artan bürokratik engeller, hem eyalet hem de federal düzeyde farklı yaklaşımlara yol açıyor. Mülteci kabul programlarının geleceği konusunda siyasi bölünmeler devam ederken, Almanya’nın göç politikalarının önümüzdeki dönemde büyük değişikliklere uğrayabileceği öngörülüyor.
