Anasayfa » Akdeniz’de ölüme seyirci kalmak

Akdeniz’de ölüme seyirci kalmak

Yazar Habereditor
8 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
Göçmen Gemilerine Yönelik Engellemeler

Akdeniz, dünyanın en ölümcül göç rotası olmaya devam ederken, bölgede faaliyet gösteren sivil deniz kurtarma örgütleri, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler tarafından sistematik bir şekilde engellendiklerini ve binlerce insanın ölümünün göz yumularak kabul edildiğini iddia ediyor. 28 Temmuz’da yaşanan ve bir faciaya dönüşen bir olay, bu çarpıcı iddiaların somut bir örneği olarak öne çıkıyor.

Geçtiğimiz yaz yaşanan bir olay, Akdeniz’deki insani dramın ve uluslararası kurtarma çabalarına yönelik siyasi müdahalelerin sembolü haline geldi. 28 Temmuz’da, Tunus’tan İtalya’ya gitmek üzere yola çıkan ve motoru arızalanan yaklaşık 100 göçmeni taşıyan bir tekne, uluslararası sularda yardıma muhtaç bir şekilde sürükleniyordu. Alman sivil deniz kurtarma örgütü Sea-Watch’un devriye uçağı tarafından tespit edilen tekne, bir gün sonra, uçakta bulunan Alman Hükümeti İnsan Hakları Temsilcisi Lars Castellucci’nin de tanıklık ettiği bir dizi trajik olayın merkezinde yer aldı.

Sea-Watch, tekneyi ilk tespit ettiklerinde İtalyan sahil güvenliğini bilgilendirdiklerini, ancak bir müdahalede bulunulmadığını öne sürdü. İtalyan İçişleri Bakanlığı ise bu iddiaya ilişkin herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. İkinci uçuş sırasında, bölgeye en yakın konumdaki bir yük gemisiyle temasa geçildi. Castellucci’nin aktardığına göre, gemi kaptanı başta, bu kadar çok insanı almak üzere tasarlanmamış gemisini ve mürettebatını riske atamayacağını belirtti. Ancak daha sonra fikrini değiştirerek yardım etmeye karar verdi. Yardım sırasında, göçmen teknesinin alabora olmasıyla yaklaşık 100 kişi Akdeniz’in soğuk sularına düştü.

KURTARMADA ROL OYNADIK

Bu noktada devreye giren AB sınır güvenliği ajansı Frontex, iki uçak gönderdiklerini ve bir can salı atarak, arama kurtarma operasyonunu koordine ettiklerini, böylece 100 kişinin kurtarılmasında merkezi bir rol oynadıklarını açıkladı. Ancak Sea-Watch, Frontex’in bu anlatımına katılmıyor ve AB’yi ve üye ülkeleri, sahil güvenlik gemilerinin sefere çıkmayarak ve sivil kurtarma gemilerini engelleyerek “insanları sistematik olarak öldürmekle” suçluyor.

Bir zamanlar İtalyan donanmasının “Mare Nostrum” operasyonu gibi devlet destekli misyonlarla on binlerce hayatın kurtarıldığı Akdeniz’de, siyasi iklimin değişmesiyle bu misyonlar sona erdi. Bu boşluğu doldurmak için devreye giren sivil NGO’lar, bugün özellikle İtalya’nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni liderliğindeki hükümeti, sadece kurtarma yapmamakla değil, aynı zamanda kendilerini aktif olarak engellemekle suçluyor.

KURTARMA GEMİLERİNE EL KONULABİLİYOR

Bu engellemeler çeşitli şekillerde gerçekleşiyor: NGO gemileri, “kurtarma sırasında yanlış beyanda bulunmak” veya “talimatlara uymamak” gibi gerekçelerle, İtalyan mahkemeler bu kısıtlamaları sıklıkla iptal etse de, haftalarca limanda tutulabiliyor. Temmuz ayındaki olayda da Sea-Watch’un hızlı müdahale botu “Aurora” bu şekilde gözaltına alınmıştı.

Ayrıca, İtalyan hükümetinin yürürlüğe koyduğu yeni kurallar, NGO gemilerinin her kurtarmanın ardından, üzerinde başka göçmen olsa bile derhal en yakın İtalyan limanına gitmesini ve kendilerine genellikle uzak kuzey limanlarının atanmasını zorunlu kılıyor. Bu, gemilerin günlerce denizde kalmasına ve etkin kurtarma kapasitelerinin ciddi şekilde düşmesine neden oluyor.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası