Almanya’da göçmenler ve suç oranları arasındaki ilişki, son yılların en tartışmalı konularından biri. Federal İçişleri Bakanlığı’nın 2024 Polis Suç İstatistikleri (PKS), yabancı kökenli şüphelilerin oranının %35,4 olduğunu gösterirken, bu oran göçmen nüfusun genel yapısıyla karşılaştırıldığında dikkat çekiyor. Ancak uzmanlar, verilerin tek başına “göçün suçu artırdığı” tezini desteklemediğini vurguluyor.
Almanya’da son 20 yılda yabancı nüfus %70 artışla 13,8 milyona ulaşırken, toplam suç oranları 2005-2019 arasında %16 düştü. 2024’te ise suçlar 2005’e kıyasla %11,7 daha az. Ancak pandemi sonrası ekonomik kriz ve Ukrayna savaşı nedeniyle 2022-2023’teki yoğun göç dalgası, şiddet olaylarında kısa süreli artışa yol açtı. Federal Hükümet, bu artışı “sosyoekonomik stres, barınma sorunları ve genç erkek nüfusun yoğunluğu” ile açıklıyor.
ifo Enstitüsü’nün Şubat 2025 raporu, göçmenlerin yüksek suç riski olan bölgelerde yoğunlaştığını belirtiyor. Öte yandan, Mülteci Entegrasyonu Merkezi verileri, iş imkânı ve dil eğitimi alan göçmenlerin suça karışma oranının %60 azaldığını gösteriyor.
Suçta Düşüş, Göçte Artış
Kriminoloji Enstitüsü’nün 2024 raporu, göçle suç arasında doğrudan bir nedensellik olmadığını ortaya koyuyor. Örneğin, 2015’te gelen Suriyeli mültecilerin suça karışma oranı, 2024’te %3,2’ye düşerken, entegrasyon programlarına katılanlarda bu oran %1,8’e kadar geriledi. Ancak, “geçici koruma statüsü”altındaki gruplar (örn. Gürcistan, Fas) arasında suç oranları daha yüksek seyrediyor.
Göçmen nüfusun %54’ü 30 yaş altı erkeklerden oluşuyor. Bu grup, tüm dünyada suç istatistiklerinde en riskli kabul ediliyor. 2023’te Almanya’ya gelen mültecilerin %68’i 18-35 yaş aralığında. Genç nüfusun yoğunluğu, istatistikleri doğal olarak etkiliyor.
Mültecilerin %42’si, diğer göçmenlerin %18’ine kıyasla işsiz. Ekonomik çaresizlik, küçük çaplı suçları tetikliyor. Federal Yerleştirme Dairesi’ne göre, mültecilerin %37’si kamplarda 2 yıldan fazla kalıyor. Hamburg Üniversitesi’nin 2024 çalışması, kamplarda yaşayanların hırsızlık ve kavga suçlarına %45 daha yatkın olduğunu gösteriyor. Savaş mağduru mültecilerin %33’ü PTSD (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) teşhisi alıyor. Bu durum, saldırgan davranışlara yol açabiliyor.
Berlin’deki Tempelhof Kampı’nda kişi başına düşen alan 4,3 m² (Almanya standartı 12 m²). Oturum izni bekleyenlerin %61’i 18 ay sonunda hala karara bağlanamıyor. Bu belirsizlik, kaygı ve öfkeyi besliyor. 2024’te kamplarda kaydedilen suçların %70’i, farklı etnik kökenler arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandı.
İsveç ve Kanada gibi ülkelerde mültecilerin kısa sürede işgücüne entegre edilmesi, suç oranlarını %30-50 düşürdü. Almanya’da ise dil kursu ve çalışma izni prosedürlerinin yavaş işlemesi, entegrasyonu geciktiriyor.
Medyada Algoritmaların Etkisi
2024’te Münih’te bir Afgan mülteci tarafından işlenen bıçaklı saldırı, medyada 1.200 kez haberleştirilirken, Mannheim’da bir Alman’ın işlediği benzer saldırı sadece 450 kez yer buldu. Brandenburg Eyalet Polisi’nin 2023 verilerine göre, yabancı şüphelilerin %73’ü basın açıklamalarında isimle belirtilirken, Alman şüphelilerde bu oran %27’de kaldı.
Social Media Analytics’in raporuna göre, “göçmen suçu” içeren haberler, Facebook ve Twitter’da %65 daha fazla etkileşim alıyor. Bu da medya kuruluşlarını benzer içeriklere yönlendiriyor.
Almanya’da göç ve suç ilişkisi, demografiden ekonomiye, önyargılardan politika eksikliklerine uzanan çok katmanlı bir sorun. Veriler, göçün tek başına suçu artırmadığını, ancak yönetilemeyen sosyal dinamiklerin riski tetiklediğini gösteriyor.
Bir suç işlendiğinde, failin pasaportu değil, işlediği koşullar sorgulanmalı. Almanya, II. Dünya Savaşı’ndan sonra milyonlarca insanı kucaklayarak “ekonomik mucize”yi yarattı. Bugün de bunu yapabilir. Yeter ki, bavullara değil, insanların gözlerinin içine bakmayı öğrensin.