Almanya Federal Hükümeti Göç, Mülteciler ve Entegrasyondan Sorumlu Devlet Bakanı Natalie Pawlik, ülkenin göç politikalarında köklü bir dönüşüm sinyali verdi. “Bu ülkede çalışan, vergi ödeyen ve topluma katkı sunan herkes kalıcı olma hakkına sahip olmalı.” diyen Pawlik Alman FR.de’ye özel açıklamalarda bulundu. Bakan özellikle vasıflı işçicilerin hızlı bir şekilde kabulü, aile birleşimi ve aşırı sağ ile mücadelede acil reform çağrısı yaptı.
1990’larda ailesiyle Sibirya’dan Almanya’ya gelen ve entegrasyon sınıfını deneyimleyen 32 yaşındaki Pawlik, annesinin tanınmayan eğitimi nedeniyle temizlik işçisi olarak çalışmak zorunda kalışını örnek gösteriyor. Pawlik, annesinin Rusya’da öğretmen olduğunu ve diploması tanınmayınca asgari ücretle çalışmak zorunda kaldığını belirterek, “Bugün bile 400 binden fazla göçmen, vasıfları reddedildiği için niteliksiz işlerde. Bu, ülkenin beyin gücüne ihanettir!” şeklinde konuştu.
AİLE BİRLEŞİMİ KONUSUNDAKİ BEDEL AĞIR
Hükümetin geçici koruma statüsündekiler için aile birleşimini iki yıllığına askıya alma kararını entegrasyonu baltalayan hata olarak nitelendiren Pawlik, BM Mülteci Ajansı verilerine atıfta bulunarak: “Ailelerinden koparılan kişilerin psikolojik çöküntü oranları yüzde 67’ye ulaştı. Oysa ailesi yanında olanların dil öğrenme ve istihdam başarısı 3 kat fazla” dedi.
Pawlik, son aylarda yabancı düşmanı suçlardaki yüzde 24’lük artışa (2024 Federal Kriminal Dairesi verileri) dikkat çekerek şu uyarıyı yaptı: “Politikacıların ırkçı söylemleri, 14 yaşındaki çocukları mülteci yurtlarına saldırtıyor. 2025’in ilk beş ayında 1563 saldırı kaydedildi. Bunların yüzde 41’i eğitim kurumlarına yapıldı.”
Pandemi döneminde başlatılan online entegrasyon kurslarının kalıcı hale getirildiğini ve özellikle çocuk bakımı nedeniyle kurslara katılamayan kadınlar için sanal sınıf kotasının yüzde 40 artırıldığını kaydeden Pawlik şunları söyledi: “DJI (Alman Gençlik Enstitüsü) verilerine göre, 3-6 yaş arası her 5 çocuktan 1’i Almancayı ikinci dil olarak öğreniyor. Kreşlerde çok dilli eğitim veren 12.000 uzman için federal bütçeden 18 milyon Euro ayrıldı.”
Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) verilerine göre, Almanya’da 2024’te 1.2 milyon açık iş pozisyonu varken, nitelikli göçmenlerin yüzde 34’ü işe yerleştiremiyor. Vasıflı işçi tanıma sürecini 3 aya indiren Kanada ve İsveç beyin göçünde lider konumdalar. Almanya’nın insani söylemle ekonomik çıkarı buluşturan bir modele ihtiyacı var.
ALMANYA’NIN YÜZDE 23’Ü GÖÇMEN KÖKENLİ
Anayasa Mahkemesi’nin AfD’yi aşırı sağ kategorisinde değerlendirme kararını desteklediğini belirten Pawlik, uyarıyor: “Ancak unutmayalım: 1980’lerde ırkçı NSU’yu yasakladık, ama Neonaziler hala aktif. Yasağın yanı sıra, Hanau ve Münih’te kurduğumuz rassizm mağdurları destek merkezleri gibi toplumsal programlar şart”.
Almanya’nın 2023 nüfus sayımına göre nüfusun yüzde 23’ü göçmen kökenli. Hamburg Üniversitesi’nin tahminlerine göre, 2035’te bu oran yüzde 37 olacak. Bizler – benim ailem gibi – bu ülkenin hastanelerinde, okullarında, laboratuvarlarında hizmet ediyoruz. Farklılıklarımız gücümüzdür!” diyen Pawlik, sözlerini Bad Nauheim’daki çocukluk anısıyla bitiriyor: “Bize ev sahipliği yapan kütüphanenin kapısında hâlâ asılı durur o söz: ‘Burada her hikâye bir dünyadır.’ Tüm hikâyelerimize sahip çıkma zamanı.”
