Almanya’da son 23 yılda yabancı doktor sayısı yüzde 673 arttı, ancak sağlık sistemi bürokrasi ve emeklilik dalgası tehdidi altında. Alman Hastaneler Birliği’nin (DKG) yayımladığı son rapora göre, Almanya’da çalışan yabancı doktorların sayısı 2000-2023 yılları arasında 6.581’den 50.843’e yükselerek rekor bir artış kaydetti. Ancak personel artışına rağmen nitelikli iş gücü açığı, bürokratik yük ve önümüzdeki 10 yılda 300 bin personelin emekli olacak olması, sağlık sistemini zorlayan unsurlar olarak öne çıkıyor.
Yabancı Doktorların Rolü
Almanya’nın sağlık sistemindeki personel ihtiyacını karşılamak için başta Türkiye, Suriye ve Hindistan’dan gelen doktorlar kritik bir rol üstleniyor. DKG verileri, 23 yılda hastanelerdeki toplam çalışan sayısının 276 binden 1,42 milyona, doktor sayısının ise 122 binden 212 bine yükseldiğini ortaya koydu. Hemşirelerdeki artış ise yüzde 27 ile sınırlı kalırken, uzmanlar bu durumu “aşırı bürokratik yük” ve “siyasi hatalar” ile açıklıyor.
- Genel personel sayısı: 276 binden 1 milyon 420 bine çıktı.
- Doktorlar: 122 bin → 212 bin (%74 artış).
- Hemşireler: 414.478 → 528.323 (%27 artış).
DKG Başkan Yardımcısı Henriette Neumeyer, “Personel artışı hasta bakımına yansımıyor. Çalışanların büyük kısmı, tıbbi olarak anlamsız bürokratik işlere mahkum ediliyor. Bu sorun siyasetin ürettiği bir kriz” ifadelerini kullanarak federal hükümeti acilen harekete geçmeye çağırdı.
Bürokrasi Duvarı: “Hastalar Yerine Kâğıtlara Bakıyoruz”
Rapora göre, personel artışının hasta hizmetlerine dönüşememesinin temel nedeni, Avrupa Adalet Divanı kararları ve asgari personel düzenlemeleri gibi yasal zorunlulukların yarattığı idari yük. Neumeyer, “Yeni alınan hemşireler bile hasta başı yerine form doldurmakla meşgul. Bu, siyasetin sağlık sistemine vurduğu bir darbe” diyerek sistemi eleştirdi.
Öte yandan, 2023’te 528 bine ulaşan hemşire sayısı bile artan yaşlı nüfusun bakım ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalırken, uzman doktor eksikliği özellikle kırsal bölgelerde “tıbbi çöl” riskini artırıyor.
Türkiye’den Almanya’ya giden doktorlar, dil kolaylığı ve uzmanlaşma olanakları nedeniyle bu ülkeyi tercih ediyor. Ancak göçmen hekimler arasında dahi “aşırı mesai”, “düşük ücret” ve “Almanca yeterlilik baskısı” gibi şikâyetler yaygın. Berlin’in yabancı diplomaları tanıma sürecindeki “yavaşlama” da eleştiri konusu.
300 Bin Emeklilik Dalgası
DKG’nin en çarpıcı uyarısı ise demografik darboğaz. Önümüzdeki 10 yılda 300 bin hastane çalışanının emekli olması beklenirken, nitelikli iş gücünün nasıl ikame edileceği belirsiz. Neumeyer, “Bugün personel açığımızı kapatamazsak, yarın acil servisler kapanır” diyerek krizin boyutuna dikkat çekti.
Almanya’nın sağlık sistemindeki “rekor personel” istatistikleri, gerçekte derinleşen bir krizi maskeliyor. Berlin’in bürokrasiyi azaltacak adımlar atmaması halinde, hasta bakım kalitesinin düşmesi ve “sağlıkta çöküş” senaryoları kaçınılmaz görünüyor.