Avusturya’da mültecileri ilgilendiren önemli karar alındı. Avusturya’nın yeni hükümeti, mültecilerin ailelerini yanına alma hakkını tek hamlede askıya alan bir kararı tartışıyor. Muhafazakar ÖVP, sosyal demokrat SPÖ ve liberallerin (NEOS) oluşturduğu koalisyon partileri, AB’nin acil durum maddesini kılıf yaparak, aile birleşimini durdurmak için yasal değişiklikleri hızla devreye soktu. Ancak karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) radarına şimdiden takıldı!
Aileler Bölünüyor, Hukuk Çiğneniyor
Hükümetin “iç güvenlik” gerekçesiyle sunduğu karar, DNA testi zorunluluğu gibi önlemlerle son iki yılda aile birleşimini zaten %95’e varan oranda düşürmüştü. 2023’te 18.000 kişi ailelerine kavuşurken, 2025 Şubat’ında bu sayı sadece 60’a geriledi. Ancak koalisyon, “Bu düşüşü devam ettirmeliyiz” diyerek sıfır tolerans politikasını kabul ettirmek istiyor.
İçişleri Bakanı Gerhard Karner’ın “Göçü sıfırlamak hedefimiz” sözlerine rağmen, SPÖ’lü Devlet Sekreteri Jörg Leichtfried, “Bu adım sığınma hakkını etkilemez” diyerek partisinin “insani” kalkanını tutmaya çalışıyor.
“Bu Bir Provokasyondur”
Kararın yasal zemini ise tartışmaları da beraberinde getiriyor. AB Adalet Divanı’nın (EuGH) aile birleşimini “temel hak” olarak tanımlayan içtihatlarına rağmen, Avusturya hükümeti “acil durum” maddesini kullanarak bu hakkı askıya almayı planlıyor. Hukukçular, “Bu karar AİHS’nin 8. Maddesini (aile yaşamı hakkı) ihlal ediyor” uyarısı yaparken, sivil toplum örgütleri Viyana sokaklarında protesto çağrısı başlattı.
Başbakan Stocker’dan Sert Çıkış
Muhafazakar Başbakan Christian Stocker, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Toplumumuzun dayanma gücü sınırında. Artık dur diyoruz!” ifadelerini kullandı. Stocker, eğitim, sağlık ve konut sistemlerinin “aşırı yük” altında olduğunu iddia ederek, “Kamusal düzeni korumak zorundayız” mesajını verdi.
Ancak rakamlar, hükümetin argümanını çürütüyor: 2025’te aile birleşimi için başvuranların sayısı zaten tarihi dip seviyede. Eleştirmenlere göre bu hamle, seçim öncesi göçmen karşıtı söylemikızıştırmaktan başka bir amaca hizmet etmiyor.
Kararın yürürlüğe girmesi için parlamentodan geçmesi gerekiyor. AB Komisyonu, “Üye devletler, insan haklarını askıya alamaz.” diyerek tepkisini şimdiden sert olarak ortaya koyuyor.