İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in göçmen politikalarını sıkılaştırma söylemleri, hem iç siyasette tartışmalara yol açıyor hem de uluslararası insan hakları endişelerini beraberinde getiriyor. Hükümetin “küçük teknelerle” gelen göçmenleri durdurma çabaları kapsamında, Bulgaristan’a iade edilmek istenen bir grup Suriyeli mülteci, İngiltere mahkemelerinde hukuk mücadelesi başlattı. Mülteciler, Bulgaristan’daki kötü muamele ve insanlık dışı koşulları gerekçe göstererek iade kararını temyize taşıdı.
Starmer’ın Politikası ve Parti İçi Muhalefet
İşçi Partisi Lideri Starmer, “sınır güvenliği” vurgusuyla göçmen kabulünü sıkı denetim altına alma sözü verdi. Ancak Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan ve Galler Başbakanı Eluned Morgan, bu dilin “toplumu böldüğünü” savunarak tepki gösterdi. Buna rağmen, YouGov anketine göre halkın %53’ü Starmer’ın politikasını destekliyor.
Veriler ise krizin boyutunu ortaya koyuyor: Yılın ilk altı ayında 12 bin göçmen İngiltere’nin güney kıyılarına ulaştı. Fransa’ya 500 milyon sterlin ödenmesine rağmen, sınır kontrolünde etkinlik sağlanamıyor. İçişleri Bakanı Yvette Cooper, “birkaç ay içinde tekneleri durduracak yeni önlemler” açıkladı ancak çözüm belirsizliğini koruyor.
Bulgaristan’a İşkencete Varan Kötü Muamele
İngiltere, Bulgaristan’ı “güvenli üçüncü ülke” kabul ederek, buraya giriş yapmış Suriyelileri geri göndermek istiyor. Ancak avukat George Sheldon Grun’un temsil ettiği grup, Bulgaristan’daki gözaltı merkezlerinde “işkenceye varan kötü muamele” iddialarını mahkemeye taşıdı. İnsan hakları örgütü No Name Kitchen (NNK), Bulgaristan’a iade edilen 21 kişiden 17’sinin “gönüllü dönüş” belgelerini baskıyla imzaladığını raporladı.
The Guardian’ın haberlerine göre, Bulgar yetkililerin mültecileri şiddetle tehdit ettiği, hatta üç Mısırlı gencin sınırda donarak ölümüne müdahale etmediği öne sürülüyor. Hollandalı Lighthouse Reports ise 2022’de Bulgaristan’daki “kara noktalar” olarak adlandırılan gizli gözaltı merkezlerini belgelemişti.
Böcek İstilası
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi, işkence ve insanlık dışı muameleyi yasaklıyor. Avukat Grun, “Bulgaristan’ın güvenli statüsü çürütülürse, iadeler hukuka aykırı hale gelir” diyor. Avrupa Mülteci ve Sürgün Konseyi (ECRE) ise Bulgaristan’daki barınma koşullarının “böcek istilası, yetersiz gıda ve hijyen” nedeniyle çöktüğünü bildirdi.
Starmer hükümeti, “düzensiz göçü engelleme” hedefiyle uluslararası anlaşmaları kullanıyor. Ancak insan hakları savunucuları, bu politikaların mültecileri riskli rotalara zorladığını ve AB değerlerini tehlikeye attığını vurguluyor. Bulgaristan’a iade davasının sonucu, İngiltere’nin göçmen politikalarının hukuki zemine yeniden dönüp dönmeyeceğini belirleyecek.