Son yıllarda Avrupa ülkelerine yapılan iltica başvurularında artış yaşanıyor. Ancak her başvuru kabul edilmiyor ve deport riski nasıl azaltılır sorusu birçok kişinin gündeminde. Sınır dışı edilme riskiyle karşılaşan bireylerin hukuki haklarını bilmeleri önemlidir. Bu rehberde, deport riskini azaltma yollarını ve Avrupa’da yasal statünüzü korumak için atmanız gereken adımları bulacaksınız.
Deport (sınır dışı), bir kişinin bulunduğu ülkeden yasal statüsü olmadığı gerekçesiyle çıkarılmasıdır. Yetkililer, iltica başvurusunu reddettikleri ve yasal kalma hakkı tanımadıkları kişileri belirli süreçlerin ardından ülkeden çıkarabilir. Ancak bu süreç, ülkeden ülkeye değişmekte ve kişinin hukuki haklarını nasıl kullandığına bağlı olarak uzayabiliyor.
Deport riski altında olan kişiler genellikle;
-Sahte belgelerle iltica başvurusu yapanlar
-Ekonomik nedenlerle iltica başvurusunda bulunanlar
-Ülkede yasal kalma hakkı elde etmek için gerekli koşulları karşılayamayandan oluşuyor.
Bu durumdaki kişilerin sınır dışı edilme süreci, yasal süreçler tamamlanmadan gerçekleşmez. Ancak kişinin hukuki haklarını savunabilmesi için bu süreçte dikkatli ve bilinçli adımlar atması önemli.
İltica Başvurusu Reddedildiğinde Deport Süreci Nasıl İşler?
Bir kişinin iltica başvurusu reddedildiğinde, bu kişi hemen deport edilmez. Avrupa’daki ülkeler, bireylerin haklarını korumak için belirli hukuki aşamalar öngörüyor. Bu aşamada ilk olarak deport sürecinin nasıl işlediği ve bireylerin haklarını nasıl kullanabileceklerini bilmek gerekiyor.
İlk Red Kararı
Bir kişinin iltica başvurusu reddedildiğinde, bu kişi ülkeden ayrılması gerektiğine dair bir bildirim alır. Ancak başvuru sahibi, bu karara itiraz etme hakkına sahiptir.
Bu noktada, itiraz süreci devreye girer ve kişi hukuki destek alarak kararın gözden geçirilmesini talep edebilir.
Mahkeme Süreci
İtiraz eden kişiler için mahkeme süreci başlar. Bu süreç, ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de genellikle 6 aydan 3 yıla kadar sürebiliyor.
Mahkeme sürecinde, başvuru sahibinin sunduğu belgeler ve iltica gerekçeleri detaylı bir şekilde incelenir. Başvuru sahibinin risk altında olduğunu kanıtlayacak güçlü belgeler sunması, mahkeme sürecinde büyük önem taşır.
Üst Mahkemeye Başvuru
İlk mahkemede ret kararı alan kişiler, davayı üst mahkemeye taşıma hakkına sahiptir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerde, bireyler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunabilir.
AİHM’e yapılan başvurular, özellikle kişilerin temel insan haklarının ihlal edildiği durumlarda etkili bir hukuki yol olarak görülmektedir.
Deport Kararı ve Uygulama Süreci
Yetkililer deport kararı alsa bile bu kararı hemen uygulamayabilir. Özellikle başvuru sahibi yeni belgeler sunarsa veya yeniden başvuru yaparsa yetkililer deport sürecini daha uzun bir süreye yayabilir.
Ancak başvuru sahibinin tüm hukuki haklarını kullanması ve süreci yakından takip etmesi gerekiyor. Hukuki süreçlerde ihmal veya hatalı adımlar, deport kararının hızla uygulanmasına neden olabilir.
Sahte Başvurular ve Belgeler
Avrupa ülkeleri, sahte belgelerle yapılan başvurulara karşı son derece hassas. Yetkililer sahte kimlik belgelerini, sahte pasaportları veya gerçek olmayan hikayeleri tespit ettiğinde başvuruyu doğrudan reddeder ve kişiyi deport sürecine alır.
Ayrıca, başvuru yapılan ülkelerin konsoloslukları ve elçilikleri, başvuru sahibi hakkında bilgi almak için Türkiye veya ilgili diğer ülkelerle iletişime geçebiliyor.
Ekonomik Sebeplerle Yapılan Başvurular
Ekonomik kriz, işsizlik veya daha iyi yaşam koşulları arayışı gibi sebeplerle yapılan iltica başvuruları genellikle reddediliyor.
Avrupa ülkeleri, ekonomik göçmenlerin iltica yerine farklı vize türlerine başvurmalarını teşvik ediyor.
Başvuru sahipleri, meslek veya iş arama vizeleri gibi yasal yollarla Avrupa’ya giriş yapabiliyor. Bu yüzden ekonomik sebeplerle gitmek isteyenler, bu seçenekleri değerlendirmeli.
İltica Politikaları ve Deport Kararları
Son dönemde Avrupa ülkeleri, gerekçesiz ve zayıf belgelerle yapılan iltica başvurularını hızlı bir şekilde reddetiyor. Özellikle İsveç, Norveç, Almanya ve Fransa gibi ülkeler, bu konuda politikalarını sıkı tutuyor.
İsveç ve Norveç, iltica başvurusu reddedilen kişilere belirli bir süre için çalışma izni tanıyor. Ancak bu süre dolduğunda yasal statü kazanamayan kişiler sınır dışı ediliyor.
Almanya, mültecilerin meslek eğitimi programlarına katılmaları halinde oturum izni verebiliyor. Ancak çalışma izni almak, doğrudan oturum izni anlamına gelmiyor.
Fransa ve İspanya, düzensiz göçmenlere karşı daha esnek politikalar uygulasa da sahte belgelerle yapılan başvurulara karşı sert tutum sergiliyor.
Deporttan Kaçınmak İçin Çözümler
Sınır dışı edilme riskini azaltmak ve Avrupa’da yasal bir statü elde etmek için bazı yollar var. Yetkililer, başvurunuzu kabul etmek için sunduğunuz gerekçelerin gerçekçi olmasını ve belgelerle desteklenmesini bekliyor. Sahte beyanlar veya eksik belgeler, başvurunuzun reddedilme riskini artırır.
Deport riski altındaki kişiler, iltica yerine meslek veya iş arama vizelerini değerlendirmelidir. Yasal kalma şansını artırmak için Avrupa’daki dil kurslarına ve uyum programlarına katılmak da büyük önem taşır. Deport sürecine giren kişilerin avukat desteği büyük önem taşır. Kişiler hukuki süreçleri doğru bir şekilde takip ederse, sınır dışı edilme riskini azaltabilir.
Avrupa ülkelerine yapılan iltica başvurularının reddedilmesi halinde hemen sınır dışı edilmezsiniz. Ancak bu süreçte kişilerin hukuki haklarını doğru bir şekilde kullanmaları ve süreci dikkatle takip etmeleri gerekiyor.
