Anasayfa » DÖRT BİR YANDA ALEVLER

DÖRT BİR YANDA ALEVLER

DÜNYAYA GÖÇ VE İNSAN HAKLARI PERSPEKTİFİNDEN BİR BAKIŞ

Yazar Habereditor
124 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
Dünya alevler içinde

Dünya, 2025’in ilk çeyreğinde birbiriyle bağlantılı siyasi, askeri ve sosyal krizlerle sarsılıyor. Afrika’dan Ortadoğu’ya, Asya’dan Latin Amerika’ya uzanan bu krizler, yalnızca yerel halkları değil, küresel göç dalgalarını ve insan hakları dengelerini de derinden etkiliyor.

Afrika: İç Savaşlar ve Siyasi İstikrarsızlık

Etiyopya’da Tigray bölgesindeki gerilimler yeniden alevlendi. Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ile merkezi hükümet arasındaki 2022 ateşkesi, iç çatışmalar ve bölünmeler nedeniyle çökmüş durumda. Debretsion Gebremichael liderliğindeki TPLF fraksiyonu, Mekelle havaalanı ve Adi Gudem belediye binası gibi stratejik noktaları ele geçirdi. Sivil kayıplar ve tutuklamalar, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştiriyor. Başbakan Abiy Ahmed’in yeni bir geçiş hükümeti çağrısı, çözümden çok kaosun habercisi gibi görünüyor.

Sudan’da ordu, başkent Hartum’u Hızlı Destek Güçleri’nden (RSF) geri aldığını açıkladı. Ancak RSF’nin Darfur’a çekilmesi, burada etnik temizlik endişelerini artırıyor. Hristiyan azınlığa yönelik baskılar da devam ediyor: Geçtiğimiz aylarda 50’den fazla Hristiyan, ya İslam’a geçmeye zorlandı ya da tutuklandı.

Nijer’de ise 2023 darbesinin lideri General Tchiani, beş yıllık bir geçiş dönemi için yemin etti. Bu, sivillerin siyasetten dışlanması ve askeri vesayetin kalıcı hale gelmesi anlamına geliyor.

Gine’de 2009’daki stadyum katliamından hüküm giyen eski diktatör Moussa Dadis Camara, “sağlık sorunları” gerekçesiyle affedildi. Kurban ailelerine tazminat ödeneceği açıklansa da, bu adaletsizlik, Afrika’da cezasızlık kültürünün devam ettiğini gösteriyor.

Ortadoğu ve Asya: Şiddet ve Baskı Sarmalı

Afganistan’da Taliban rejimi, insan hakları ihlallerini sistematik hale getirdi. Sünni İslam’ın katı kuralları, Şii azınlığa ve kadınlara yönelik şiddeti meşrulaştırıyor. Ramazan’da mobil iletişimin kesilmesi, camilerde lider Hibatullah Ahundzade’nin propagandasının zorla okutulması ve Şiilerin erken oruç açmaya zorlanması, rejimin totaliter yüzünü ortaya koyuyor. Ayrıca, eşcinsel hakları savunucularının tutuklanması ve medya sansürü, uluslararası toplumun sessizliğiyle çarpıcı bir tezat oluşturuyor.

İran’da Birleşmiş Milletler (BM), 2024’te 975 infaz kaydettiğini açıkladı. Bu, 2015’ten bu yana görülen en yüksek sayı. Kadınlar, Kürtler ve Bahailer gibi azınlıklar, devlet şiddetinin başlıca hedefi. Newroz kutlamalarına katılan aktivistlerin gözaltına alınması, rejimin baskı politikalarının sürdüğünü kanıtlıyor.

Filistin-İsrail çatışmaları ise Gazze’deki protestolarla yeni bir boyut kazandı. Hamas’ın savaş politikalarına karşı yükselen sivil muhalefet, rejimin otoritesini sarsıyor. Ancak protestoculara yönelik işkence iddiaları ve Hamas’ın “casus” infazları, bölgedeki umutları tüketiyor. İsrail’in Gazze’ye insani yardımı engellemesi, açlık krizini derinleştirirken, Batı Şeria’daki yerleşimci şiddeti de devlet desteğiyle sürüyor.

Pakistan’ın Khyber Pakhtunkhwa eyaletinde, bir askeri operasyonda 10 sivilin ölmesi, hükümet ile yerel topluluklar arasındaki gerilimi tırmandırdı. Gujar topluluğunun adalet talebi, ülkenin terörle mücadele stratejisinin sivil bedelini gözler önüne seriyor.

Avrupa ve Latin Amerika: Siyasi Gerilimler ve Göç Dalgaları

Türkiye’de İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, kitlesel protestolara yol açtı. Hükümetin medya üzerindeki baskısı, BBC ve İsveçli gazetecilerin sınır dışı edilmesiyle uluslararası tepki çekti. Gözaltındaki protestoculara yöneltilen işkence iddiaları, Türkiye’de ifade özgürlüğünün ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Moldova’da Gagavuzya Özerk Bölgesi’nin yöneticisi Evgenia Gutul’un tutuklanması, ülkedeki Rus etkisine karşı bir hamle olarak yorumlanıyor. Ancak bu adım, Moldova’nın 2025 seçimleri öncesinde artması beklenen Rus müdahalelerinin habercisi olabilir.

Kolombiya’nın Catatumbo bölgesinde ELN ile FARC ayrılıkçıları arasındaki çatışmalar, 56.000 kişinin yerinden olmasına neden oldu. BM, bölgede insani yardımın acilen artırılması çağrısı yapsa da, silahlı grupların kontrolü altındaki bölgelerde erişim sınırlı.

Venezuela’da muhalif askerlerin ailelerinin “kaybedilmesi”, devletin baskı mekanizmalarının hâlâ aktif olduğunu gösteriyor.

Ukrayna-Rusya Savaşı: Kırılgan Diplomasi ve Artan Kayıplar

Ukrayna cephesinde, Karadeniz’deki “şiddetin durdurulması” anlaşması, Rusya’nın tarım ihracatı yaptırımlarının kaldırılması koşuluna bağlandı. Ancak Putin’in Ukrayna’da bir “BM geçiş yönetimi” önermesi, Kiev’in egemenliğini tehdit ediyor. ABD’nin Ukrayna’ya şartlı mali yardım teklifi ise Zelenskiy’i zor durumda bırakıyor.

Sivil kayıplar endişe verici boyutta: Mart ayında Sumy, Herson ve Dnipro’daki saldırılarda onlarca sivil hayatını kaybetti. Rusya’nın enerji altyapısını hedef alması, Ukrayna’nın kışa hazırlıksız yakalanma riskini artırıyor.

Küresel İş Birliği Şart

Almanya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’nin (BAMF) bu raporu, dünyanın insani krizlerle nasıl boğuştuğunu gözler önüne seriyor. Göç dalgaları, iç savaşlar ve insan hakları ihlalleri, yalnızca yerel değil, küresel bir sorun.

Siyasi diyaloğu teşvik edilmesi, insani yardım koridorlarının oluşturulması, demokratik kurumların desteklenmesi ve cezasızlıkla mücadele için uluslararası mahkemeleri aktif kullanılması gibi konular uluslararası toplum için birer çözüm önerisi olabilir. Ancak, çıkarların insani değerlerin önüne geçtiği bir dünyada, bu adımların hayata geçmesi kolay değil. Yine de, sessiz kalmak, gelecekte daha büyük bedeller ödemek anlamına geliyor.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası