Avrupa Birliği içinde, düzensiz olarak bulunan Afgan vatandaşlarının geri gönderilmesi meselesi, birliğin göç ve sığınma politikasının en öncelikli ve tartışmalı gündem maddelerinden biri haline geliyor. Afganistan’daki Taliban yönetimiyle resmi bir geri kabul anlaşmasının bulunmamasına rağmen, 19 AB üyesi ülke ile Norveç, Avrupa Komisyonu’ndan bu konuyu acilen ele almasını ve hem gönüllü hem de zorunlu iadelerin önünü açacak adımlar atmasını talep etti.
Söz konusu girişimin öncülüğünü yapan Belçika’nın Sığınma ve Göç Bakanlığı kamuoyuna duyurduğu ortak mektupta, 2021’de Kabil’in Taliban’ın eline geçmesinin ardından Afganistan ile resmi bir iade anlaşmasının olmaması nedeniyle, suçlu bile olsalar Afgan vatandaşlarının sınır dışı edilememesinin AB ülkelerinin güvenliği için bir tehdit oluşturduğu ve “sığınma politikasına duyulan kamusal güveni zayıflattığı” vurgulandı.
Belçika’nın öncülüğündeki bu inisiyatife; Avusturya, Bulgaristan, Çekya, Estonya, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Kıbrıs Rum Yönetimi ve AB üyesi olmayan Norveç destek verdi.
TALİBAN İLE MÜZAKERE ÇAĞRISI
Mektupta, Avrupa Komisyonu’ndan Afganların geri dönüş sürecini gündeminin en üst sıralarına taşıması istendi. Bu kapsamda, pratikte Taliban yönetimiyle bir geri kabul politikası üzerinde mutabakata varmak için müzakereler yürütülmesi talep edildi. Bu, Taliban’ı fiili otorite olarak tanımaya yönelik dolaylı ancak önemli bir adım olarak yorumlanıyor.
Zorunlu geri gönderimlerin, özellikle tehlikeli veya suç kaydı bulunanlara öncelik verilmesi ve bunun için Avrupa Komisyonu, Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS) ve iştirak etmek isteyen üye ülkeler arasında ortak bir misyon oluşturulması önerildi.
Avrupa’nın kendi iç güvenlik ve sığınma sistemine olan güveni sağlama alma ihtiyacı ile uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülükleri arasında giderek derinleşen bir ikilemi işaret ediyor. Taliban ile olası bir diyaloğun, Afganistan’daki insanların temel haklarına ilişkin somut güvenceler olmadan ilerlemesi durumunda, uluslararası toplumdan ciddi eleştiriler gelmesi bekleniyor.