Almanya’da koalisyon hükümeti, göç politikasında “devrim” vaadiyle yola çıktı. Ancak Sachverständigenrat (SVR) adlı bağımsız uzman kurulunun yıllık raporu, sık yasa değişikliklerinin idari kapasiteyi aştığını ve hedeflenen reformları sekteye uğrattığını ortaya koydu.
Göç, hem evlerde hem de siyaset masalarında en hararetli tartışmaların odağında. Ancak duygusal tepkilerin ötesinde, veriye dayalı politikalar üretmek için 2008’de ekonomi odaklı vakıflar tarafından kurulan SVR, 2020’de devlet destekli bir danışma organına dönüştü. Kurulun bu yılki raporu, özellikle “uzman işgücü göçü” ve mültecilerin oturum hakları gibi alanlarda yapılan sık değişikliklerin bürokratik sistemi zorladığını vurguluyor.
Yasalar Uygulanamıyor: Eğitim ve Koordinasyon Eksik
Rapora göre, yasa değişikliklerinin hızı, kamu kurumlarının personel eğitimi ve altyapı adaptasyonunu yakalayamıyor. SVR, “Bu durum, yasaların verimsiz ve gecikmeli uygulanma riskini artırıyor” uyarısında bulunuyor. İngelheim Entegrasyon Sorumlusu Dominique Gillebeert de diğer belediyelerden edindiği izlenimleri paylaşıyor: “Yeni yasaları memnuniyetle karşılıyoruz, ancak idari düzeyde uygulama için kaynak ve eğitim eksik. Detaylar karmaşıklaştıkça süreçler tıkanıyor.”
Yetki Karmaşası Süreci Yavaşlatıyor
Rapor, göçmenlerin ilk kabul sürecinde bile federal ile yerel yönetimler arasındaki koordinasyonsuzluğa dikkat çekiyor: Örneğin, bir mültecinin oturum izni için BAMF (Federal Göç ve Mülteci Dairesi), eyalet yönetimi, belediye ve İş Ajansı’nın eş zamanlı iletişimi şart. Ancak SVR, “Zaman alan bu süreçler, işverenlerin ve göçmenlerin bekleme sürecini uzatıyor” diye ekliyor.
Brandenburg’da üç pilot belediyede, oturum izni başvuruları dijital ortama taşındığı için örnek olarak gösteriliyor. SVR, “Bu uygulama, belgelerin online sunulması ve kimlik doğrulamayla idareyi rahatlattı” diyor. Raporda, uzman işgücü göçü süreçlerinin federal düzeyde merkezileştirilmesi ve vize işlemlerinin Dışişleri Bakanlığı ile İş Ajansı’na devri öneriliyor.
Gillebeert, Almanya’nın demografik açığını kapatmak için yılda yüzbinlerce göçmene ihtiyaç duyulduğunu hatırlatıyor: “Yapılarımızı, bir göç ülkesi olduğumuz gerçeğine göre uyarlamalıyız. Aksi takdirde, hedefler kağıt üstünde kalır.”