Polonya Başbakanı Donald Tusk, Almanya’nın yasa dışı göçmenleri sınır dışı etme planlarına yönelik kesin bir tavırla karşılık verdi. Tusk, düzenlediği basın toplantısında, “Hiçbir ülke, Polonya’ya göçmen gruplarını transfer etme planları yapmasın. Böyle bir durumu kabul etmeyeceğiz” açıklamasını yaparak iki ülke arasındaki diplomatik gerilimi tüm Avrupa’ya duyurdu.
Almanya İçişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, sınır kontrollerini sıkılaştıracaklarını ve düzensiz göçmenlerin yanı sıra “belirli kriterleri karşılamayan sığınmacıların” ülkeye girişini engelleyeceklerini duyurması, komşu ülkelerde endişelere yol açmıştı. Bu politika değişikliğinin ardından, AB’nin doğu sınırlarında önemli bir aktör olan Polonya’dan gelen yanıt, bölgesel iş birliği dinamiklerini sorgulatır nitelikte.
Avrupa’da Yeni Bir Göç Krizi mi Kapıda?
Polonya’nın Almanya’ya yönelik bu sert çıkışı, Avrupa Birliği’nin uzun süredir çözüme kavuşturamadığı “göç yükü paylaşımı” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Tusk, “Almanya ile ilişkilerimizde bu konu öncelikli gündem maddesi olacak. Yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için açık bir diyalog kuracağız” ifadelerini kullansa da, Polonya’nın göçmen kabul etmeyeceği yönündeki net tutumu, Brüksel’in ortak politika oluşturma çabalarını baltalıyor.
Polonya, 2015’teki mülteci krizi sırasında da AB’nin “zorunlu kota” sistemine karşı çıkarak hukuki mücadele başlatmış ve bu tavrını şimdiye dek sürdürmüştü. Uzmanlar, Tusk’un bu son açıklamasının, “ulusal egemenlik vurgusu” ile AB içinde daha fazla özerklik talep eden Doğu Avrupa ülkelerinin tutumunu yansıttığını belirtiyor.
Göçmenler İçin Zorlu Süreç
Almanya’nın sınır politikalarını sertleştirmesi ve Polonya’nın geri adım atmaması, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenler için yeni engeller anlamına geliyor. İnsan hakları örgütleri, “sınırlardaki insani krizin derinleşebileceği” uyarısında bulunurken, bölge ülkelerinin artan milliyetçi söylemlerinin, AB’nin birliğini test ettiği vurgulanıyor.