Anasayfa » GÖÇ VE VİCDAN ARASINDA AVRUPA’NIN SINAVI

GÖÇ VE VİCDAN ARASINDA AVRUPA’NIN SINAVI

Yazar Habereditor
97 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
AB göç ve vicdan

AB Komisyonu, 11 Mart 2025’te sunduğu “Geri Gönderme Yönetmeliği” taslağı ile sınır dışı politikalarını kökten değiştirmeyi hedefliyor. Mevcut geri göndermenin yerini alması planlanan yeni düzenleme, AB ülkelerinin sınır dışı edilecek kişileri hiç bulunmadıkları üçüncü ülkelere göndermesine, gözaltı sürelerini uzatmasına ve gönüllü geri dönüş imkanlarını kısıtlamasına olanak tanıyor. İnsan hakları örgütleri, bu adımları “insanlık dışı” ve “AB’nin göç politikasının çöküşü” olarak nitelendiriyor.

6 Aylık Bebekler de Gözaltında

Taslak, AB üyesi ülkelerin reddedilen sığınmacıları, hiçbir bağlantısı olmayan üçüncü ülkelere zorla gönderebilmesinin önünü açıyor. Örneğin, İtalya’nın Arnavutluk’ta kurmayı planladığı “Geri Dönüş Merkezleri” (Return Hubs), bu tür anlaşmaların ilk örnekleri olabilir. Ancak bu merkezlerdeki insan hakları ihlalleri ve hukuki belirsizlikler endişe yaratıyor.

Gözaltı süresi 6 aydan 12 aya çıkarılırken, istisnai durumlarda 24 aya kadar uzatılabilecek. Bu değişikliğin “masum insanları cezalandırmak” anlamına geldiğini ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu dile getiriliyor. Almanya’da şu anda gözaltı kararlarının yüzde 50’sinin hukuka uygun olmadığı belirtiliyor.

Taslak, ailelerin ve refakatsiz çocukların gözaltına alınmasını yasaklamıyor. Örneğin, Almanya’da 6 aylık bebekler dahi gözaltında tutulabiliyor. BM Çocuk Hakları Komitesi, “göç kontrolü amacıyla çocukların asla gözaltına alınmaması” gerektiğini açıkça ifade etse de, AB’nin bu yönde adım atmaması dikkat çekiyor.

Kişilere kendi ülkelerine dönmeleri için tanınan 30 günlük süre, yeni düzenleme ile neredeyse ortadan kalkıyor. 2023’te Almanya’dan 10.762 kişi gönüllü olarak ayrılırken, bu rakam toplam geri gönderimlerin %40’ını oluşturuyordu. Ancak yeni kurallar, insanların “devlet şiddetiyle değil, onurlu bir şekilde” ayrılma hakkını elinden alıyor.

Siyasi Pazarlıklar Arasında Mülteciler

Üçüncü ülkelere gönderilen kişilerin hangi haklara sahip olacağı, eğitim veya çalışma izinlerinin nasıl düzenleneceği belirsiz. Geri gönderilen kişilerin kendi ülkelerine dönüş mekanizmaları eksik. Örneğin, Suriyeli bir mülteci, pasaport için iletişime geçmek için bağlantı kuracak kimseyi bulamıyor ve bu durum “zulüm görenlerin yeniden mağdur edilmesine” yol açıyor.

Taslak, üye ülkelerin sınır dışı kararlarını otomatik olarak tanımasını öngörüyor. Ancak Afganistan gibi ülkelerde bile ülkeler arası tanıma oranları %10 ile %98 arasında değişiyor. Bu, “hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesi” riskini artırıyor.

AB Parlamentosu ve üye ülkeler, taslağı tartışmaya hazırlanıyor. Almanya’da SPD- CDU koalisyon görüşmelerinde bu konu gerginlik yaratırken, İtalya ve Danimarka gibi ülkeler “dış merkezler” modelini savunuyor. Ancak insan hakları örgütleri, “AB’nin temel değerlerinden vazgeçtiğini” ve mültecileri “siyasi pazarlık aracına” dönüştürdüğünü vurguluyor.

AB’nin yeni göç politikası, insan hakları savunucularına göre “umutsuz bir çırpınış.” Komisyon, sorumlulukları üçüncü ülkelere yıkarak, “finansal ve insani bedeli yüksek” bir strateji izliyor. İnsan hakları örgütleri, taslağın durdurulması için kampanyalarını sürdürürken, Avrupa’nın geleceği bu tartışmaların gölgesinde şekilleniyor.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası