Birleşik Krallık hükümeti, iltica sistemi üzerindeki baskıyı azaltmak amacıyla sığınma başvurusu reddedilen bireylerin üçüncü ülkelere gönderilmesini öngören planı yeniden gündeme aldı. İçişleri Bakanlığı yetkilileri, bu kapsamda Kosova ile görüşmeler yürütüldüğünü doğruladı.
Bu yeni plan, iltica başvurusu reddedilen kişilerin İngiltere topraklarından çıkarılmasını ve Kosova’da kurulacak özel barınma merkezlerinde tutulmasını içeriyor. İngiliz hükümeti, bu merkezlerin altyapı ve işletme masraflarını karşılamayı teklif ederek Kosova’nın iş birliğine açık olmasını sağlamayı hedefliyor. Kosova hükümetinden henüz resmi bir açıklama gelmemiş olsa da, yerel basın bu iş birliğine ekonomik nedenlerle olumlu bakıldığını bildiriyor.
İngiltere’nin benzer bir planı daha önce Ruanda ile yürürlüğe koyma girişimi ciddi hukuki ve etik tartışmalara yol açmış, yasal engeller nedeniyle uygulamaya konulamamıştı. Arnavutluk’a sunulan teklif ise doğrudan reddedilmişti. Şimdi ise Kosova’nın, Avrupa Birliği ile yakınlaşma süreci ve ekonomik motivasyonlar nedeniyle bu tarz bir anlaşmaya daha sıcak baktığı ifade ediliyor.
SORUMLULUK BAŞKA ÜLKERE İHRAÇ EDİLEMEZ
Uluslararası insan hakları örgütleri ve mülteci hakları savunucuları, bu planın 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne ve uluslararası koruma ilkelerine aykırı olduğunu savunuyor. İngiltere’deki Sığınmacı Hakları İzleme Komitesi, “İngiltere sorumluluğunu başka ülkelere ihraç edemez” diyerek sert bir açıklamada bulundu. Uzmanlar ayrıca bu tür uygulamaların, başvuru süreçlerini daha karmaşık hale getirdiğini, göçmenlerin ise hukuki desteğe erişimini kısıtladığını belirtiyor.
Bu tür uygulamalar, özellikle Manş Denizi üzerinden İngiltere’ye gelen sığınmacıların sayısının artışıyla birlikte kamuoyunda daha çok tartışılmaya başlandı. Hükümet, göçü caydırmak amacıyla iltica sistemini giderek daha fazla sertleştiriyor. Bu sertleşme, hem Avrupa’daki göç politikaları üzerinde zincirleme etki yaratıyor hem de uluslararası toplumda insan hakları bağlamında eleştirilerin artmasına neden oluyor.
