Anasayfa » Hollanda’da Sığınma Krizi: Olağanüstü Hal Tartışmaları

Hollanda’da Sığınma Krizi: Olağanüstü Hal Tartışmaları

Yazar editor site
212 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla

Hollanda’da Sığınma ve Göç Bakanı Marjolein Faber’in olağanüstü hal ilan etmek istemesi, siyasi ve hukuki açıdan geniş bir tartışma başlattı. Faber’in sert göç politikaları, muhalefet ve uzmanlar tarafından eleştiriliyor. Bu yazıda, Faber’in planlarını, parlamentodaki süreci ve Oktay Özdemir’in bu gelişmeler hakkındaki değerlendirmesini ele alıyoruz.

Son günlerde Hollanda’da göç ve iltica konuları, Sığınma ve Göç Bakanı Marjolein Faber’in olağanüstü hal ilanı ile gündemde. Bu durum, ülkede siyasi ve hukuki açıdan geniş tartışmalara yol açtı. Oktay Özdemir’in bu konudaki değerlendirmeleri ve uzman görüşleri, sığınmacıların hakları ve gelecekteki göç politikaları açısından oldukça önemli. Bu makalede, Faber’in planlarını, hükümetin yaklaşımını ve olası sonuçları ele alacağız.

Faber’in İddialı Hamlesi: Olağanüstü Hal İlanı

Marjolein Faber’in (PVV=seçimde en çok oy alan aşırı sağcı parti) Sığınma ve Göç Bakanı olarak atanacağı uzun süredir biliniyordu. Ancak hükümet programının açıklanmasından bir gün önce, parlamentoda yaptığı konuşma büyük şaşkınlık yarattı. Faber, parlamentonun onayı olmadan, acil durum yasalarını kullanarak bir sığınma krizi ilan etmek istediğini duyurdu. Bu durum, ülkede “acaba bu mümkün mü?” sorusunu gündeme getirdi.

Siyasi Tepkiler: Demokratik mi, Antidemokratik mi?

SP Milletvekili Michiel van Nispen, Faber’in bu girişimini “tam anlamıyla antidemokratik” olarak nitelendirirken, Denk Partisi lideri Stephan van Baarle, Faber’e “sığınma diktatörü” yakıştırmasını yaptı. Hükümetin geleneksel olarak yapıcı yaklaşımıyla bilinen SGP Milletvekili Diederik van Dijk bile, Faber’in daha iyi bir yol izleyebileceğini belirtti. Bu sert eleştiriler, Faber’in sığınma konusundaki politikalarının Hollanda’da nasıl bir tartışma yarattığını gözler önüne seriyor.

Olağanüstü Halin Hukuki Süreci

Faber’in planının ilk adımı, Başbakan Dick Schoof’un bir kraliyet kararnamesi ile resmi olarak sığınma krizini ilan etmesine bağlı. Bu adım, cuma günü yayımlanan hükümet programında da açıkça belirtilmiş durumda. Böyle bir durumda, Göç Yasası’ndaki “istisnai hüküm” devreye girecek ve Faber’e normal şartlarda mümkün olmayan kararları alma yetkisi tanınacak.

Faber’in Planı: Sert Göç Önlemleri

Faber, olağanüstü hal ilan ederek sınır kontrolleri uygulamak, süresiz sığınma izinlerini kaldırmak, aile birleşimini sınırlamak ve tekrarlanan sığınma başvurularını daha sıkı bir şekilde denetlemek gibi adımlar atmak istiyor. Ancak, bu adımların yasal olarak hayata geçirilmesi kolay olmayacak. Vrije Universiteit Amsterdam’dan Doç. Dr. Lisanne Groen’e göre, hükümet kriz ilan ettiğinde, Temsilciler Meclisi’ne de bir yasa tasarısı sunulması gerekiyor.

Parlamento ve Senato: Faber’in Planına Engeller

Eğer Meclis, Faber’in bu tasarısını kabul ederse, hükümet Yabancılar Yasası’na aykırı tedbirler almaya devam edebilecek ve Meclis’in sürece dahil olma imkanı ortadan kalkacak. Meclis’te koalisyon partilerinin 88 sandalyesi var ve bu büyük bir çoğunluk anlamına geliyor. Ancak muhalefet, özellikle Yeni Sosyal Sözleşme ve VVD milletvekillerini, kriz ilanının bir aşırılık olduğu konusunda ikna etmeye çalışacak.

Plan, Meclis’ten geçerse Senato’ya gidecek. Ancak, Senato’da koalisyon partileri çoğunluktan çok uzakta. 75 sandalyede yalnızca 29’a sahipler. Faber, burada da çoğunluğu bulamazsa, mevcut iltica kuralları yeniden geçerli olacak. Ancak bu süreç, Senato’nun Faber’in yasasını ne kadar hızlı işleme aldığına bağlı olarak aylar sürebilir.

Hukuki ve Siyasi Riskler

Faber, olağanüstü hal yasalarını hızla hayata geçirebileceğini iddia etse de, bu durum hukuki ve siyasi açıdan birçok riski beraberinde getiriyor. Utrecht Üniversitesi İdare Hukuku Doçenti Viola Bex-Reimert, Faber’in bu hamlesinin kabul edilemez olduğunu belirtiyor. “İltica kabulündeki sorunları kendimiz oluşturduk. O halde bir kabinenin kendi oluşturduğu bir sorun nedeniyle parlamentoyu devre dışı bırakması elbette söz konusu olamaz,” diyor.

Yukarıdaki haber, NRC’nin 14 Eylül 2024 tarihli makalesine ve Fatih Kumaş’ın X paylaşımlarına dayanılarak hazırlanmıştır.

Oktay Özdemir’in Yorumu

Oktay Özdemir’e göre, bu gelişmeler, Hollanda’daki göç politikalarının daha katı ve belirsiz bir hale getirilme çabasını gösteriyor. Faber’in planı, demokratik süreçleri atlayarak hızlı adımlar atmayı hedefliyor ki bu durum hukuk devletinin temel ilkeleriyle çelişiyor. Sığınmacıların haklarının Avrupa hukuku ve Anayasa ile korunmaya devam ettiğini hatırlatan Özdemir, bu hakların siyasi manevralarla ihlal edilmesinin ciddi sonuçları olabileceğini belirtiyor.


Uyarı
Bu sitede yayımlanan makaleler, sitemize ait olup izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz, kaynak gösterilmeden yayımlanamaz.
Ayrıca hukuki sorumluluk içermez, bu bilgileri kullanarak yapacağınız işlerden doğacak sonuçlardan sorumluluk kabul edilmemektedir. Hukuki mağduriyet yaşamamanız için bir hukuk bürosuna veya bizlere ulaşınız.

#Hollanda, #sığınmakrizi, #göçpolitikası, #MarjoleinFaber, #olağanüstühal, #sığınmacılar, #Hollandahükümeti, #sığınmayasası, #parlamentotartışma, #Avrupahukuk

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası