Kanada, demografik zorluklar ve ekonomik sürdürülebilirlik konularında ciddi bir yol ayrımında. Düşük doğurganlık oranları ve hızla yaşlanan nüfusu, ülkenin iş gücü piyasası ve sosyal hizmet sisteminde baskı oluşturuyor. Kanada, uzun zamandır ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla göçmenlik politikalarını stratejik bir araç olarak kullanıyor.
Kanada’nın demografik zorluklarını ve bu zorluklara karşı uygulanan göçmenlik politikalarını, ülkenin ekonomik ve sosyal geleceğine dair önemli ipuçlarını aşağıda bulabilirsiniz.
Demografik Zorluklar
2023 verilerine göre Kanada’nın toplam doğurganlık oranı 1.26 çocuk ile tarihinin en düşük seviyesinde. Bu oran, nüfus yenilenmesi için gereken 2.1 çocuk eşiğinin çok altında. Emekli nüfusunun artması ve iş gücünün küçülmesiyle birlikte, ekonomi üzerindeki baskı her geçen yıl katlanıyor. Uzmanlar, bu tabloyu “demografik tsunami” olarak nitelendiriyor.
Emeklilik Dalgası: Bebek patlaması kuşağının emekli olması, iş gücünde azalma ve sağlık harcamalarında artış gibi ekonomik zorlukları beraberinde getiriyor.
İş Gücü Açığı: Doğum oranlarındaki düşüş, ülkenin ekonomik büyümesi için gerekli iş gücünü karşılamak amacıyla göçmen kabulüne olan ihtiyacı artırıyor.
Ekonomik Büyümenin Can Damarı
Kanada, nüfus açığını kapatmak için göçmen alımını stratejik bir araç olarak kullanıyor. 2022-2023 döneminde ülke nüfusu %5.2 artarak rekor kırdı. Bu artışın %98’i göçmenlerden kaynaklandı. Ancak hızlı nüfus artışı, konut krizi ve altyapı yetersizliği gibi yeni sorunları beraberinde getirdi. 2024’te Kanada Göçmenlik Bakanı, kalıcı ve geçici göçmen kotalarını önümüzdeki 3 yılda kademeli olarak azaltmakararı aldı. Peki bu hamle, ekonomik büyümeyi riske atacak mı?
Politika Değişimi: 2015’den bu yana hükümet, göçmen kabul hedeflerini artırarak geçici göçmenlik politikalarını genişletti.
Nüfus Artışı: 2022-2023 döneminde Kanada nüfusu %5.2 oranında artarken, bu artışın büyük kısmı göçmen kabulüne dayanıyor.
Gündemdeki Tartışmalar: 2024 yılında, artan göçmen sayısının konut fiyatları ve kamu hizmetleri üzerindeki baskısını göz önüne alan hükümet, kalıcı ve geçici göçmen kabulünü azaltma kararı açıkladı.
Nüfus Projeksiyonları
Yapılan nüfus projeksiyonları, göçmenlik politikalarının 2046 ve 2071 gibi uzak vadeli demografik yapıyı nasıl etkileyeceğini ortaya koyuyor.
Kanada İstatistik Kurumu’nun hazırladığı senaryolara göre:
Düşük Göç Senaryosu (yıllık %0.3 artış): 2046’da nüfus 44 milyon, yaşlı bağımlılık oranı %45.
Yüksek Göç Senaryosu (yıllık %1.8 artış): Nüfus 57 milyon, ancak yaşlı oranı hâlâ %35seviyesinde.
Uzmanlar, “Göçmenlik yaşlanmayı durduramaz, sadece yavaşlatır” uyarısı yapıyor.
Yerel Etkiler ve Geografik Zorluklar
Göçmenlerin yüzde 75’i Toronto, Vancouver ve Montreal gibi metropollere yerleşiyor. Bu durum, konut fiyatlarını ve kiraları rekor seviyelere çıkarırken, kırsal bölgeler nüfus erimesi ile karşı karşıya. Kanada hükümeti, Eyalet Adaylık Programı gibi projelerle göçmenleri küçük yerleşimlere yönlendirmeye çalışıyor. Ancak iş imkânları ve sosyal entegrasyon eksikliği, bu hedefin önündeki en büyük engel.
Kanada’nın büyük şehirleri, yüksek göçmen kabul oranlarına sahipken; kırsal bölgeler ve küçük yerleşim yerleri nüfus kaybı ve yaşlanan nüfus nedeniyle zorlanıyor.
Bölgesel Dengesizlik: Göçmenlerin büyük şehirlere yoğunlaşması, konut ve altyapı taleplerinde ciddi artışa yol açıyor.
Eşit Dağılım Stratejileri: Eyalet Adaylık Programı ve Atlantik Göçmenlik Programı gibi girişimlerle, göçmenlerin ülke genelinde daha dengeli bir dağılımı hedefleniyor.
Uzun Vadeli Stratejiler
Kanada, demografik yapısındaki bu dönüşümle başa çıkmak için yalnızca göçmen kabulüne dayanamayacak.
Çok Boyutlu Yaklaşım: Ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği için emeklilik yaşının artırılması, sağlık ve sosyal hizmetler alanında reformlar gibi ek politikaların devreye alınması gerekecek.
Adil Dağılım: Yerel bölgeler arasındaki nüfus farklarını azaltmak için göçmenlerin daha adil bir şekilde yerleştirilmesi, ülkenin demografik yapısının geleceğini şekillendirecek anahtar faktörlerden biri olacak.
Kanada’nın göçmenlik politikaları, hem iş gücü açığını kapatmada hem de demografik yapıyı dengelemede önemli rol oynasa da, sürdürülebilir büyüme için daha geniş çaplı stratejilere ele alması gerekiyor.