Anasayfa » Kilise sığınması hakkında bilinmesi gerekenler

Kilise sığınması hakkında bilinmesi gerekenler

Yazar Habereditor
85 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
Kilise sığınması

Almanya’da kiliseler sığınma başvurusu yapan mülteciler için umutla endişenin kesiştiği bir sığınak haline geldi. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’nin (BAMF) iltica taleplerini kesin olarak reddetmesinin ardından, sınır dışı edilmekten kaçınmak için birçok kişi geleneksel bir Alman uygulaması olan “Kirchenasyl”a (kilise sığınma) başvuruyor. Peki kilise sığınması hakkında bilinen yanlışlar birçok sığınmacıyı hayal kırıklığına itiyor.

BAMF, bazı ülkelerden gelenlerin başvurularını güvenli olduğu ve ülkelerinde koruma bulabileceği gerekçesiyle reddedebiliyor. Bu nedenle de birçok aile kiliseye sığınıyor. Almancası, “Kirchenasyl olan ve eski Hıristiyan geleneği, kiliselerin, sınır dışı edilmeleri durumunda ciddi tehlike veya haksızlığa uğrayacağına inandıkları kişilere geçici koruma sağlamasını öngörüyor. Ancak bu koruma sınırsız değil; yetkililerle diyalog ve genellikle üç aylık bir “düşünme süresi” amaçlanıyor. Bu süreçte, kilise ve destek grupları, vakaya ilişkin yeni deliller sunmaya veya insani bir kalış izni (Duldung) elde etmeye çalışıyor.

Bir kilisenin sığınma grubu, durumu netleştirme anlamında şu açıklamayı yapıyor: “Bu bir saklanma değil, şeffaf bir insani müdahaledir. Yetkililere bildirimlerde bulunuyoru. Amacımız, özel vakalardaki risklerin yeniden ve dikkatle değerlendirilmesi için zaman kazanmak.”

Ancak bu insani girişim, siyasi arenada keskin bir muhalefetle karşılaşıyor. Almanya’nın muhafazakar muhalefet partileri CDU ve CSU, kilise sığınma uygulamasını “hukuk devletinin aşınması” olarak nitelendiriyor ve daha sıkı sınır kontrolleri ile hızlı sınır dışılar çağrısı yapıyor. CDU’lu bir uzman, “Kilise sığınması, hukuken bağlayıcı kararları fiilen askıya alarak paralel bir hukuk sistemi yaratma riski taşıyor. Bu, kural temelli göç sistemimizin bütünlüğünü tehdit ediyor” olduğunu söylüyor. Sağ popülist AfD ise uygulamayı tamamen kaldırmak istiyor.

Evangelische Kirche in Deutschland (EKD)’daki kaynaklara göre, kilise sığınma başvurularında dikkat çekici bir artışa işaret ediliyor. Özellikle, Dublin Tüzüğü uyarınca ilk giriş yaptıkları AB ülkesine geri gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan mülteciler (özellikle Afganlar ve Suriyeliler), insani durumları karmaşık olan vakalar bu artışta öne çıkıyor. Bu artışın nedeni olarak, bazı ülkelerdeki iltica prosedürlerine ve geri kabul koşullarına yönelik derin endişelere, ayrıca Almanya içindeki bazı eyaletlerin sınır dışı uygulamalarında katılığın artmasına bağlanıyor.

Kiliselere sığınma yalnızca yasal bir boşluk mu yoksa gerekli bir insani düzeltme mekanizması mı olduğu tartışmaları hala devam ediyor. Temel soru, Almanya’nın, iltica hukukunun katılığı ile bireysel durumlarda ortaya çıkabilen ağır insani sonuçlar arasında nasıl bir denge kuracağı. Göçmen hakları savunucuları, BAMF kararlarının ve sınır dışı riski değerlendirmelerinin her zaman gerçek tehlike dinamiklerini yakalayamadığını, kilise sığınmanın bu eksikliği telafi ettiğini savunuyor. Muhalifler ise, istisnaların kural haline gelmesinin sistemi çökertebileceği uyarısında bulunuyor.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası