Almanya’da sınır dışı edilme tehdidi altındaki sığınmacıların kiliselere sığınma başvurularında dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Evangelist Kilisesi’nin (EKD) yılın ilk üç ayına ilişkin değerlendirmelerine göre, dikkat çekici başvurun artmasının nedenlerinin başında ülkeden sınır dışı edilme korkusu geliyor. Ancak artan talebe rağmen, birçok kişi korunmasız kalıyor.
Başvurular Bazı Bölgelerde Dört Katına Çıktı
Kilise sığınma başvurularına dair merkezi bir veri tabanı bulunuyor. Yerel kilise cemaatleri veya bölgesel kilise birimlerinden gelen bilgilerin istatistiksel bir bütünlük sağlamadığı vurgulanırken, artışın eyalet kiliselerindeki mülteci danışmanları ve kilise sığınma yetkililerinin gözlemlerine dayandığı ifade edildi. Bir EKD sözcüsü, pek çok bölgede, sınır dışı baskısının artmasıyla başvuruların önemli ölçüde yükseldiği, hatta bazı yerlerde dört katına çıktığını aktarıyor. Aynı zamanda, yoğun talep nedeniyle birçok başvuru sahibinin korunma imkânı bulamadığına dair raporların arttığına da dikkat çekiliyor.
Rakamlarla Kilise Sığınma Gerçeği
Ekümenik Federal Kilise Sığınma Çalışma Grubu Başkanı Dietlind Jochims, oturum statüsü güvence altında olmayan bireyler arasında yaygınlaşan endişe ve belirsizliğin altını çizdi. Jochims, “Bu korku, kilise koruması talebinde çarpıcı bir artışa yol açıyor” ifadelerini kullandı. Jochims, devlet kurumlarının artan sert tutumunun sığınmacıları kiliselere yönlendirdiğinin altını çizdi.
Göç ve Mülteci Dairesi (BAMF) verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde Evangelist, Katolik ve bağımsız kiliseler toplam 617 kilise sığınma başvurusu yapıldı. Bu sayı, 2024’ün aynı dönemindeki 604 vakanın üzerinde seyrederken, 2024 yılı genelinde 2.386 başvuru kayıtlara geçti. Başvuruların içinde Avrupa’nın ilk kabul ülkesine iade riski taşıyan “Dublin vakaları” da yer alıyor.
Kilise sığınması, Almanya yasalarında resmi bir dayanağa sahip değil. Devlet, Hristiyan-hümanist gelenekler ışığında bu uygulamayı “istisnai durumlarda” tolere ediyor. Amaç, sınır dışı kararlarının yeniden gözden geçirilmesi ve hukuki süreçler için zaman kazanılması. Ancak özellikle İçişleri Bakanlığı yetkilileri, kilise sığınmasını “hukuk sistemini bypass etmek” olarak eleştiriyor. Uzmanlar, artan başvuruların göç politikalarındaki sertleşmenin bir yansıması olduğunu ve insani kriz sinyalleri verdiğini vurguluyor.
1983: Bir İntihar, Tarihi Bir Dönüm Noktası
BM Mülteci Örgütü (UNHCR) verilerine göre, dünya çapında 100 milyondan fazla insan savaş, çatışma ve zulümden kaçıyor. Kilise sığınağı, bazıları için hayatta kalmanın son yolu. Kiliselere sığınma, 30 Ağustos 1983’te Türkiye’ye iade edilmek istenen 23 yaşındaki Cemal Kemal Altun’un Berlin İdare Mahkemesi’nden atlayarak intihar etmesiyle başladı. Altun’un cenazesine binlerce kişi katılmıştı.
