Mülteci politikaları, Avrupa’da her ülkede farklı işliyor. Kimi daha fazla destek sağlıyor, kimi daha sıkı politikalar uyguluyor. Alman ARD muhabirlerinin ortaklaşa yaptıkları çalışma ile Almanya, Fransa, Polonya ve Danimarka’daki mültecilerin durumlarını ortaya koyan çalışmayı derledik.
Almanya: Cömert Destek, Uzun Bekleme Süreleri
Almanya, Avrupa’da mülteciler için en fazla destek sunan ülkelerden biri. Bir mülteci, başvuru süresince aylık 441 euro alabiliyor. Bu miktar, temel ihtiyaçları ve kişisel harcamaları kapsıyor. Ancak, başvuru süresi uzun. Bazı mülteciler 18 ay Almanya’da olmalarına rağmen hala yanıt bekliyor.
Eğer bir mülteci başvurusu kabul edilirse, “Bürgergeld” olarak adlandırılan sosyal yardım sistemine dahil ediliyor. Bu, 563 euro aylık destek ve barınma, sağlık hizmetlerini kapsıyor. Almanya, başvurusu reddedilenler konusunda da Avrupa’nın en esnek ülkesi.
Almanya, ret kararı alanlara bile 36 aylık “duldung” (geçici kalış) sonrası Bürgergeld, konut ve sağlık sigortası sağlıyor. Fransa ve Danimarka ise desteği tamamen kesiyor. “Ret kararı çıkar çıkmaz devlet para ödemeyi bırakıyor, konut yardımı bile yok.” Danimarka’da ret alanlar sınır dışı kamplarına yerleştiriliyor – iş yasak, sadece yemek ve giyecek.
2024 sonunda Almanya’da 179.000 kişi “duldung” statüsünde yaşıyor – siyasi tartışmaların odağında. CDU da, yapılan desteklerin yatak, ekmek ve sabunla sınırlanmasını öneriyor.
Fransa: Kısıtlamalar ve Sınırlar
Fransa’da mülteciler başvuru süresince Almanya’ya benzer bir destek alabiliyor: 440 euro. Ancak konaklama sağlanırsa bu destek 210 euroya düşüyor. Almanya ile en önemli fark, başvurusu reddedilenlerin durumu. Fransa’da ret kararı alan bir mülteci, tüm yardımlardan hemen mahrum kalıyor. Ne sosyal yardım ne de barınma desteği sunuluyor.
Danimarka: Sert Politikalar ve Geçici Asylum Sistemi
Danimarka’da mülteciler, Almanya’ya göre çok daha sert politikalarla karşı karşıya. Asylum başvurusu yapan birine konaklama sağlanırsa 236 euro veriliyor. Kabul edilenler ise 882 euro destek alabiliyor. Ancak, burada en dikkat çeken nokta, Danimarka’nın “geçici asylum” uygulaması. Yani, durum normale döndüğünde mültecilerin ülkelerine geri dönmesi bekleniyor. Reddedilenler ise yalnızca yemek ve barınma yardımı alabiliyor.
Polonya: Sıfır Nakit Yardım, Çalışma Odaklı Sistem
Polonya, mültecilere en az maddi destek veren ülkelerden biri. Başvuru süresince yalnızca barınma ve yiyecek sunuluyor, herhangi bir nakit destek verilmiyor. Ancak Polonya, mültecilerin hızlı çalışma hayatına entegre olmasını hedefliyor. Ukraynalı mülteciler, büyük oranda Polonya’da iş bulabiliyor. Ülke, diploma ve mesleki yeterliliklerin tanınmasında Almanya’ya kıyasla çok daha esnek.
📊 Avrupa Ülkelerinin Destek Tablosu
Ülke | Başvuru Sürecinde | Kabul Sonrası | Ret Sonrası |
---|---|---|---|
Almanya | 441 € (cep harçlığı dahil) | Bürgergeld (~563 € + konut) | Sosyal yardımla eşit destek |
Fransa | 440 € (konut yoksa) | RSA (konut yardımlı az) | Destek tamamen kesiliyor |
Danimarka | 236 € + konut | 882 € (konut dahil) | Kamplarda sadece temel ihtiyaçlar |
Polonya | Sadece konut + yemek | ~160 € | Destek yok |
Mülteci Entegrasyonu: Almanya ile Polonya Karşılaştırması
Ukrayna savaşı nedeniyle Almanya ve Polonya’ya gelen mültecilerin entegrasyon hızları çarpıcı derecede farklı. Almanya, Ukraynalı mültecilere dil ve entegrasyon kursları sağlayarak onların iş hayatına katılmasını amaçlıyor. Ancak, bir mültecinin diplomasını tanıtması iki yıl ya da daha fazla sürebiliyor. Bu da entegrasyonu geciktiriyor.
Polonya’da ise mülteciler için resmi dil kursları yok denecek kadar az. Ancak diploma ve meslek tanıma prosedürleri Almanya’ya göre çok daha basit. Bu nedenle, Ukraynalı mültecilerin iş bulma oranları Polonya’da Almanya’ya kıyasla çok daha yüksek.
AsAvrupa’da mülteci politikaları arasındaki farklılıklar oldukça dikkat çekici. Almanya, cömert bir yardım politikaları sunarken, Polonya hızlı entegrasyon modelini benimsiyor. Fransa ve Danimarka ise daha sıkı tedbirlerle mülteci kabul ediyor. Avrupa Birliği, bu farklılıkları dengelemek için ortak bir mülteci politikası benimsemeli mi? Tartışma devam ediyor…