Pakistan hükümeti, ülkesinde uzun yıllardır yaşayan yaklaşık 1,4 milyon Afgan mültecinin statüsünü iptal ettiğini duyurdu ve yeni bir sınır dışı etme süreci başlatmayı planlıyor. Bu karar, 1980’lerden bu yana Pakistan’da ikamet eden ve çoğunluğu 2005 öncesi dönemde gelen mültecileri doğrudan etkiliyor.
Birçok mülteci, Sovyet işgali’nden (1979-1989), ilk Taliban yönetimine (1996-2001) kadar ki dönemlerde Afganistan’dan kaçmıştı. Ancak, Pakistan hükümetinin son kararıyla, yıllardır yasal olarak ikamet ettikleri ülkede bir anda yasadışı duruma düştüler. Bu yeni sınır dışı etme süreci, İslamabad’ın 2023 yılında Afgan mültecilerinin tümünün statüsünü iptal etmesinin ardından başlatılan üçüncü ve en büyük dalga olacak. Önceki iki dalgada, 800 binden fazla mülteci zorla sınır dışı edilmişti.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Pakistan hükümetinin verilerine göre, bu yeni dalga, kayıtlı mültecileri de kapsayacak şekilde toplamda 1,4 milyon kişiyi etkileyebilir. Bu mültecilerin büyük bir kısmı, 2005 öncesinde Pakistan’a sığınmış ve aralarında çocukların da bulunduğu 400 binden fazla kişi, mülteci kamplarında yaşıyor. Bu kamplar, zamanla küçük şehirler haline gelmiş ve burada yaşayanların çoğu, Pakistan’da doğmuş ve büyümüş olsa da, geri gönderilmeleri planlanıyor.
Pakistan hükümeti, bu sınır dışı etme sürecini, ülkedeki güvenlik ve ekonomik sorunları gerekçe göstererek savunuyor.Ancak, bu karar, yıllardır Pakistan’da yaşayan ve topluma entegre olmuş mülteciler için ciddi bir belirsizlik yaratıyor.Birçok mülteci, geri dönmeleri durumunda Afganistan’da yaşam koşullarının son derece zor olduğunu ve orada hiçbir güvenliklerinin olmadığını belirtiyor. Ayrıca, Pakistan’da doğmuş ve büyümüş olan kişiler, Afganistan’da kendilerine ait bir yaşam kurmaları oldukça güç görünüyor.
Tajikistan da benzer şekilde, Afgan mültecilerinin ülkeden çıkmalarını talep ediyor ve sınır dışı etme işlemlerine başlamış durumda. Bu durum, bölgedeki mülteci hareketliliğini ve insani krizleri daha da derinleştirebilir.