Anasayfa » PKK’NIN FESHİ VE AVRUPA’DAKİ KÜRT SIĞINMACILAR

PKK’NIN FESHİ VE AVRUPA’DAKİ KÜRT SIĞINMACILAR

Yazar Habereditor
135 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
PKK

PKK’nın 12 Mayıs 2025’te silah bırakma ve kendini feshetme kararı, Türkiye ve bölge siyasetinde olduğu kadar Avrupa’nın göç ve terörle mücadele politikalarını da derinden etkileyecek yeni bir dönüm noktası. Bu karar, özellikle Avrupa’da yaşayan 1,5 milyona yakın Kürt diasporası ve sığınma başvurularının geleceği açısından kritik soruları gündeme getiriyor. En önemli soru da: “Kürt kökenli başvuruların kabulünde ne tür değişiklikler olabilir?”

PKK, 1978’de kurulduğundan bu yana Türkiye ve Avrupa siyasetinde “terör örgütü” olarak tanımlandı. Örgüt, 1984’ten itibaren silahlı eylemlerini yoğunlaştırdı ve Batılı ülkeler tarafından finansal kaynak sağlama, propaganda ve lobicilik faaliyetleri için diaspora üzerinden örgütlendi.

Avrupa Birliği (AB), PKK’yı 2002’den beri terör örgütleri listesinde tutarken, bu durum Kürt kökenli bireylerin sığınma başvurularında “güvenlik riski” algısını besledi. Ancak, Avrupa’ya göç eden Kürtlerin önemli bir kısmı, 1980 darbesi ve 1990’lardaki köy boşaltmaları gibi insani krizler nedeniyle siyasi veya etnik baskılardan kaçarak geldi.

Örgütün silahlı mücadelesi, Avrupa’da hem siyasi destek hem de kriminal faaliyetlerle (uyuşturucu ticareti, kara para aklama) ilişkilendirildi. Bu durum, Kürt başvurularında “terörle bağlantı” gerekçeli retleri artırdı.

Avrupa’nın Sığınma Politikası ve Temel Kriterler

Avrupa’da sığınma hakkı, uluslararası koruma kapsamında değerlendiriliyor. Bir kişinin, “Siyasi görüşü, etnik kimliği, dini veya belirli bir sosyal gruba mensubiyeti” nedeniyle hayati risk taşıması halinde oturum hakkı veriliyor. Örneğin, Türkiye’de Kürt aktivistler, gazeteciler veya DEM Parti üyeleri, maruz kaldıkları baskılar nedeniyle Avrupa’da genellikle koruma statüsü alabiliyor. Ancak, PKK ile bağlantılı olduğu tespit edilen kişiler, AB’nin terörle mücadele yasaları gereği sınır dışı edilebiliyor.

PKK’nın feshi sonrası Avrupa’nın bu kriterleri nasıl uygulayacağı ise iki senaryoya bağlı. Birincisi, “Türkiye’de Kürtlere yönelik sistematik baskıların sona ermesi durumunda, Avrupa ülkeleri Türkiye’yi “güvenli ülke” statüsüne alabilir. Bu durumda, siyasi bağlantısı olmayan Kürtlerin başvuruları reddedilebilir. Ancak, DEM Parti üyeleri veya insan hakları savunucuları gibi hedef gruplar için istisna durumları devam edebilir.

Örgütün finans ağları veya silahlı kanatlarının varlığını sürdürmesi durumunda, Avrupa “terörle bağlantı” gerekçesini korumayı sürdürebilir. Türkiye’de Kürt hakları konusunda ilerleme sağlanmazsa, siyasi mülteci statüsü devam edebilir.

IRA ve Suriyeli Kürtler

IRA’nın tasfiyesi, İrlandalı başvurularda “terörle bağ” ret oranlarını düşürdü, ancak siyasi aktivistler için kriterler korundu. Benzer şekilde, PKK’nın feshiyle Kürt başvurularında da nispi bir rahatlama beklenebilir.

Ancak 2015 mülteci krizi sırasında Avrupa’nın Suriyeli Kürtlere yönelik katı politikaları, “güvenlik endişelerinin” öncelikli olduğunu gösterdi. Örneğin, YPG/PKK bağlantısı şüphesiyle pek çok başvuru reddedildi. Bu durum, PKK’nın silah bırakmasına rağmen önyargıların sürebileceğine işaret ediyor.

Avrupa, PKK’nın fesih kararını temkinli bir iyimserlikle karşılıyor. Almanya hükümeti, “Bu adımın kalıcı barış için fırsat olduğunu” belirtirken, “somut adımların izlenmesi gerektiğini” vurgulamaya başladı. Avrupa’nın temel endişesi, PKK’nın yasa dışı yapılanmalarını (finans ağları, silahlı kanatlar) tamamen tasfiye edip etmediği.

Türkiye’nin Dinamiklerine Bağlı Sığınmacı Politikası

Avrupa’nın Kürt kökenli sığınmacı politikaları, Türkiye’nin iç dinamiklerine doğrudan bağlı. DEM Parti’nin talep ettiği “eşit yurttaşlık”, “siyasi tutukluların serbest bırakılması” ve “anadilde eğitim” gibi reformlar, Avrupa’nın sığınma kriterlerini yeniden şekillendirebilir.

Kürtlerin oturum başvurularında dikkat edilen temel unsurların başında kişilerin risk analizi yer alıyor. Türkiye’deki baskıların somut delilleri ve PKK ile bağlantı olup olmadığı da büyük önem taşıyor.

PKK’nın feshi, Avrupa’ya yeni bir insani perspektif sunarken, Türkiye’nin demokratikleşme adımları olmadan kalıcı bir çözüm mümkün görünmüyor. Ancak sığınmanın dışında Avrupa’nın kapısı nitelikli işçilere kapılarını her zaman açıyor. Sadece Almanya’nın değil, Avrupa’nın diğer ülkeleri de yaşanan nüfusunun yerine nitelikli göçe kapıları sonuna kadar açık.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası