Libya’daki iç savaş sırasında insanlığa karşı suçlar işlediği iddia edilen bir zanlının İtalya tarafından serbest bırakılması, siyasi ve hukuki tartışmaları alevlendirdi. Kararın arkasında “göçmen anlaşmaları” ve enerji iş birliği iddiaları gündemde.
Almanya’nın önde gelen yayın kuruluşlarından Deutschlandfunk’ın podcast bölümüne konu olan habere göre, İtalyan makamları, Libya’da göçmen kamplarında işkence, sivillere yönelik katliamlar ve insan kaçakçılığı gibi suçlara karıştığı öne sürülen bir milis liderini tutukluluğunun ardından serbest bıraktı. Zanlının kimliği resmi olarak açıklanmasa da, Libya’nın güneyindeki göçmen rotalarını kontrol eden bir grupla bağlantılı olduğu belirtiliyor.
İtalya’nın Gerekçeleri ve Eleştiriler
İtalya’nın kararına ilişkin tartışmalar hukuki boşluklar, gizli anlaşma iddiaları ve iç siyaset baskısını da gündeme getirdi.
İtalyan savcılığı, “delil yetersizliği” gerekçesiyle zanlının tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Ancak uluslararası hukuk uzmanları, İtalya’nın Roma Statüsü uyarınca soruşturma yükümlülüğünü görmezden geldiğini savunuyor.
Libya ile İtalya arasında, Akdeniz’deki enerji arama faaliyetleri ve göçmenlerin Avrupa’ya geçişinin engellenmesi karşılığında zanlının serbest bırakıldığı iddia ediliyor. İtalya’da aşırı sağcı partilerin göçmen karşıtı söylemlerinin hükümet politikalarını etkilediği ve bu kararda rol oynadığı öne sürülüyor.
Trablus hükümetinin konuya ilişkin resmi açıklama yapmaması dikkat çekici. Ancak insan hakları aktivistleri, serbest bırakılan ismin Libya’daki milis grupları cesaretlendireceği uyarısında bulunuyor. Avrupa Parlamentosu üyeleri, İtalya’nın “insan haklarını ikinci plana atarak realpolitik izlediğini” belirterek, AB’nin ortak değerlerinin zarar gördüğünü vurguladı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC)’nin, İtalya’nın kararını “yargı yetkisini baltamak” olarak değerlendirip soruşturma başlatıp başlatmayacağı merak konusu.
Arka Planda Ne Var?
İtalya, son yıllarda Libya’da General Hafter gibi aktörlerle iş birliği yaparak göçmen akınlarını kontrol altına almaya çalışıyor. Ancak bu hamle, insan hakları ihlallerine ortak olmakla eleştirilen Roma yönetimini zor duruma düşürüyor. Öte yandan, AB’nin Libya’da istikrar sağlama çabaları, üye devletlerin çıkar çatışmaları nedeniyle sekteye uğruyor.
Libya’da göçmen kamplarında işkence gören ve Avrupa’ya ulaşan bir tanık, Deutschlandfunk‘a yaptığı açıklamada, “İtalya, bizi kurtarmak yerine bizi ezenlerle anlaştı” ifadelerini kullandı. Mağdurların avukatları ise İtalya aleyhine uluslararası mahkemelerde dava açma hazırlığında olduklarını duyurdu.
İtalya’nın bu kararı, insan hakları ile siyasi çıkarlar arasındaki gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi. Uluslararası toplumun sessiz kalması halinde, Libya’daki cezasızlık kültürünün kalıcı hale gelme riski artıyor. Gözler şimdi, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin adım atıp atmayacağında…