Norveç Mülteci Konseyi’nin (NRC) yayımladığı son rapor, Afrika’daki insani krizlerin küresel kamuoyunda neredeyse tamamen göz ardı edildiğini bir kez daha ortaya koydu. NRC’nin 2025 yılı için hazırladığı “En çok ihmal edilen krizler” listesinde Kamerun, listenin başında yer aldı. Ülkede yaklaşık 3,4 milyon insan acil yardım ve korumaya muhtaç durumda. Ancak bu devasa insani trajedi, uluslararası medyada ve siyasi gündemde neredeyse hiç yer bulmuyor.
Kamerun’daki insani felaketin temelinde iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık, gıda krizleri ve Boko Haram gibi radikal örgütlerin sürdürdüğü şiddet dalgası yer alıyor. NRC’ye göre, 30 milyon nüfuslu ülkede 1,1 milyondan fazla insan yerinden edildi. Ayrıca, komşu ülkelerden gelen yaklaşık yarım milyon mülteci de Kamerun’da sığınma arıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), ülkede yaklaşık 2 milyon yerinden edilmiş kişi ve sığınmacı bulunduğunu bildiriyor.
GÖLGE KRİZLER
NRC’nin araştırmasına göre, Kamerun’un yanı sıra Etiyopya, Mozambik, Burkina Faso, Mali ve Uganda’daki mülteci krizleri de küresel kamuoyunun ilgisinden uzak kalıyor. NRC, bu listeyi hazırlarken üç ana kriteri dikkate aldı: Yetersiz finansman, medyada görünmezlik ve uluslararası siyasi/diplomatik girişimlerin eksikliği.
Örneğin, Kamerun için hazırlanan insani yardım planı 2025’te yalnızca yüzde 45 oranında finanse edilebildi. Gerekli olan 371 milyon ABD dolarının sadece 168,2 milyonu toplanabildi. Bu tablo, yardım kuruluşlarının sahada etkili bir müdahale yürütmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor.
NRC’nin Orta ve Batı Afrika Bölge Direktörlüğü, “Birçok yerinden edilmiş aile, çocuklar, yaşlılar ve engelliler, koruma haklarından ve geçim imkânlarından yoksun, izole edilmiş alanlarda yaşam mücadelesi veriyor,” diyor. Özellikle ülkenin en yoksul bölgesi olan Çad Gölü çevresindeki kuzey Kamerun’da ağır gıda güvensizliği yaşanıyor.
14 MİLYON İNSAN YERİNDEN EDİLDİ
Kriz sadece Kamerun’la sınırlı değil. Sudan’da iki yılı aşkın süredir devam eden iç savaş, 14 milyondan fazla insanı yerinden etti ve 150 binden fazla can aldı. Sahel bölgesinde güvenlik dengesi her geçen gün daha da kırılgan hale geliyor. Avrupa Birliği ise Afrika’dan Avrupa’ya yönelik düzensiz göçü önlemek için Moritanya, Senegal ve Mali gibi ülkelerle anlaşmalar imzaladı. Ancak bu anlaşmalar, insani ve siyasi sorunları çözmekten uzak; geri gönderme uygulamaları hem bölgesel gerilimi artırıyor hem de göçmenlerin güvenliğini tehlikeye atıyor.
KURBAN BAYRAMINI VESİLE BİLMEK
Kurban Bayramı, paylaşmanın, yardımlaşmanın ve insanlığın ortak değerlerinin en güçlü şekilde hissedildiği özel günlerden biri. Ancak bu yıl, Afrika’da yaşanan mülteci krizleri, bayramın manevi anlamını daha da derinleştiriyor. Kamerun’dan Sudan’a, Mozambik’ten Sahel’e kadar milyonlarca insan, savaş, iklim felaketleri ve yoksulluk nedeniyle evlerinden uzakta, yardıma muhtaç bir şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
2025’in ilk aylarında Suriye’de bir milyon mültecinin ülkesine geri dönmesi, küresel mülteci hareketliliğinde yeni bir döneme işaret etse de, Afrika’daki insani krizlerin şiddeti ve süregiden çaresizliği, hâlâ çözüm bekliyor. Sudan, Sahel ve Orta Afrika’daki çatışmalar, milyonlarca insanı evlerinden koparıyor; bu insanlar çoğunlukla yardım alamadan, en temel ihtiyaçlardan mahrum bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Kurban Bayramı’nı vesile bilmek, sadece yakın çevremizle değil, dünyanın dört bir yanında yardıma muhtaç insanlarla da dayanışma içinde olmak demek. Bu bayramı fırsata çevirerek bir şekilde Afrika’da farkındalık yaratabilir ve insanlığın ortak vicdanına katkıda bulunabiliriz.