Uzun yıllardır sığınma taleplerinin merkez noktası olan Avrupa’ya sığınma rakamları düşüyor. Ancak 2024 verileri, Avrupa’ya yapılan sığınma başvurularında belirgin bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Avrupa Birliği (AB) ve diğer Avrupa ülkelerine yapılan başvurular bir önceki yıla göre yüzde 11 oranında azaldı.
İltica başvuruları, son yıllarda hem küresel hem de yerel gelişmeler ışığında yeniden şekilleniyor. Sadece Türkiye’den değil dünyanın farklı yerlerinden gelen sığınmacıların hikayeleri, ülke içindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal dinamiklerin yanı sıra Avrupa’daki değişen göç politikalarının da bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.
Rakamlar Ne Söylüyor?
AB, Norveç ve İsviçre dahil toplam 29 ülkede 2024 yılında 1 milyon 14 bin kişi sığınma talebinde bulunmuş. Başvuru sayısının en fazla olduğu ülke ise 237 bin başvuru ile Almanya. Ancak burada ilginç bir nokta var: Almanya’da sığınma başvuru yapanların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 29 oranında azalmış. Bu düşüşte Almanya’daki siyasi atmosferin etkili olduğu açık. Erken genel seçimlerde göç politikaları sertleşme eğilimindeydi ve bu yönde siyaset yapan partiler oylarını artırdı.
Almanya’yı yakından takip eden ülkeler arasında İspanya, İtalya ve Fransa var. Bu ülkeler de yaklaşık 160 biner başvuru aldı. Ancak sığınma talebinin nüfusa oranına bakıldığında, Kıbrıs ve Yunanistan öne çıkıyor: Bu iki ülkede her 140 kişiden biri sığınma başvurusunda bulunmuş durumda.
Kimler Sığınma Talep Ediyor?
Suriye, Afganistan ve Venezuela’dan gelenler Avrupa’daki sığınmacıların başını çekiyor. Suriyeliler, 151 bin başvuru ile en büyük grup olmaya devam etse de başvuru sayıları geçen yıla göre azalmış durumda. Bunun en büyük nedeni Suriye’de yaşanan siyasi değişimler. Beşar Esad rejiminin devrilmesi ile bazı Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeye başlamaları. Ancak BM, Suriye’nin henüz kitlesel dönüşler için uygun olmadığı konusunda uyarıyor.
Afganlar ve Venezuelalılar da Avrupa’daki sığınma taleplerinde önemli bir yer tutuyor. Afganlardan 87 bin, Venezuelalılardan ise 74 bin kişi Avrupa’da sığınma talebinde bulunmuş. Bir başka veri ise Türkiye’den gelen sığınma başvuruları. 56 bin Türkiye vatandaşı Avrupa’da yeni bir yaşam için başvurmuş.
Ukraynalılar ise farklı bir kategoriye dahil. “Geçici koruma” statüsünde oldukları için resmi istatistiklere dahil edilmiyorlar. Ancak bu, kalıcı mülteci statüsü için başvuran Ukraynalılar olmadığı anlamına gelmiyor. Son verilere göre 27 bin Ukraynalı, Avrupa’da kalıcı bir statü için başvuruda bulunmuş. Bu oran yıllık bazda yüzde 90 oranında artmış.
Avrupa, Göç ile Yüzleşiyor
Sığınma başvurularındaki düşüş, Avrupa’da göçmen politikalarının sertleştiği bir dönemde gerçekleşti. Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede göçmen karşıtı siyasi hareketlerin güç kazandığı bir atmosfer söz konusu. Bu durum sığınma politikalarını da doğrudan etkiliyor.
Ancak bu düşüş, göçmen akının sona erdiği anlamına gelmiyor. Biriken başvurulara baktığımızda 981 bin kişinin halen beklemede olduğunu görüyoruz. Bu da, sığınma taleplerinin uzun vadede Avrupa için kritik bir konu olmaya devam edeceğini gösteriyor. Avrupa’ya sığınma yollarının dışında legal yollarla çalışmaya gelmekte mümkün. Avrupa’nın yaşlanan nüfusunun yerine iş dünyasının göçmen işçilere her zaman ihtiyacı var. Bu fırsatları da değerlendirmek gerek.
Göç, Avrupa için bir sınav. Sayılarda geçici bir düşüş görülse de temel sorunlar halen devam ediyor. Siyasi dalgalanmalar, ekonomik krizler ve sınır politikaları değiştirilse de göç hareketleri dün olduğu gibi yarın da sürecek. Avrupa, bu gerçeği kabul ederek uzun vadeli, insani ve sürdürülebilir politikalar geliştirmek zorunda.