Almanya’nın Avusturya sınırında 2015’ten bu yana süren “geçici” sınır kontrolleri, yasal tartışmalara rağmen geçtiğimiz haftalarda yeni bir boyut kazandı. Bavyera İdare Mahkemesi’nin 2022’deki bir kararında “hukuka aykırı” olarak nitelendirdiği kontroller, “pilot proje” adı altında gözaltı ve hızlı deport mekanizmasına dönüştü.
Sınırda yakalanan ve başka bir AB ülkesinde kaydı bulunan mülteciler, tutuklanarak ilk girdikleri ülkeye geri gönderiliyor. İnsan hakları örgütleri, bu uygulamanın Schengen kurallarını ve mülteci hukukunu ihlal ettiğini belirtiyor.
Schengen kuralları, sınır kontrollerinin “yeni ve somut tehditler” olmadan uzatılamayacağını belirtse de Almanya, Avusturya sınırındaki kontrolleri “olağanüstü hal” gerekçesiyle sürdürüyor. 2025’te Münih Emniyeti tarafından başlatılan pilot projeyle, sınırda yakalanan mülteciler, Dublin prosedürü kapsamında doğrudan gözaltına alınıyor. Gerekçe olarak “kaçma riski” gösterilirken, bu kavramın intihar eğilimi gibi hassas durumlarda bile kullanılması dikkat çekiyor.
Hukuki Süreç Beklenmeden Red
2024 sonunda Almanya’ya ulaşan 25 yaşındaki Suriyeli kadın, Bulgaristan’da reddedilen sığınma başvurusunun ardından sınırda yakalandı. 20 gün içinde BAMF (Almanya Göç ve Mülteci Dairesi) tarafından “kabul edilemez” ilan edilen başvurusu, hukuki süreçler tamamlanmadan reddedildi.
Kadın, 6 haftalık gözaltının ardından Bulgaristan’a geri gönderildi ve burada 18 aya varan tutuklulukla karşılaştı. Bulgaristan’daki Busmantsi ve Lyubimets gözaltı merkezlerinde şiddet, hijyen eksikliği ve tıbbi yardım yoksunluğu belgelenirken, kilise temsilcileri koşulların insanlık dışı olduğu uyarısını yaptı.
Pro Asyl’ün aktardığına göre kadının psikolojik raporları ve Bulgaristan’daki riskler mahkemeye sunulmasına rağmen, Alman yetkililer “Bulgaristan sorumlu” diyerek geri gönderdi. Dublin tüzüğüne göre, maksimum 6 haftalık gözaltı süresi öngörse de uygulama savunma hakkının engellendiği ifade ediliyor.
Almanya’nın “güvenlik” odaklı politikaları, AB’nin mülteci koruma taahhütleriyle çatışıyor. “Pilot proje, hukuk devletini askıya alarak mültecileri sistematik şekilde geri itiyor” yorumları yapılıyor. İnsan hakları avukatları iki temel ihlale dikkat çekiyor. İlki, kontroller için yeni gerekçe üretilmeden uzatmanın yapıldığı Schengen ihlali. Diğeri ise Dublin sisteminin kötüye kullanılması, yani bireysel savunma hakkı yok sayılıyor.
Mülteci Komisyonları ise Bulgaristan gibi ülkelerde mültecilerin açlık, şiddet ve hukuk dışı muameleye maruz kaldıklarını ifade ediyor. Almanya’nın bu geri gönderimlerinin, ölüm riskini görmezden gelmek olduğu anlamına geldiğinin altı çiziliyor.