ABD’de göçmenlik politikaları, Trump dönemiyle birlikte sertleşen sınır dışı uygulamalarının etkisi artıyor. Biden dönemindeki “insani yaklaşım” vaadinin yerine, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) verileri, yasal statüdeki sığınmacıların bile beklenmedik şekilde gözaltına alındığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu durumun Trump’ın “sıfır tolerans” politikalarının kurumsal bir mirasa dönüştüğüne işaret ettiğini belirtirken, uluslararası insan hakları örgütleri ABD’yi taahhütlerini ihlal etmekle suçluyor.
ICE’ın 2023-2025 dönemine ait raporları, yıllık sınır dışı sayılarının yüzde 17 arttığını gösteriyor. Ancak dikkat çeken detay, bu artışın yalnızca suç geçmişi olanlarda değil, “yüksek öncelikli” kategorideki yasal süreçlerini takip eden sığınmacılarda da görülmesi. Örneğin, 2024’te gözaltına alınanların yüzde 34’ü, düzenli ICE kontrollerine katılan ve hiçbir suç kaydı bulunmayan kişilerden oluşuyor.
Trump’ın Gölgesi: “Remain in Mexico”
Trump’ın “Remain in Mexico” politikası, sığınma başvurusu yapanları anavatanlarında beklemeye zorluyor. İnsan Hakları Watch’un son raporu, bu protokoller nedeniyle 12 bin kişinin organize suç gruplarının hedefi olduğunu ortaya koyarken, ABD’nin 1951 Mülteci Sözleşmesi’ndeki geri göndermeme ilkesini ihlal ettiği iddiaları artıyor.
Sığınmacıların karşılaştığı en büyük risk, göçmenlik mahkemelerindeki yoğunluk. 2.2 milyon dosyanın beklediği sistemde, duruşma tarihleri ortalama 4 yılı buluyor. Bu süreçte ICE’ın “keyfi gözaltı” yetkisi ise yasal boşlukları istismar ediyor. Örneğin, 8 USC 1226(a) maddesi, “kamusal risk” gerekçesiyle herhangi bir sığınmacının tutuklanmasına izin veriyor, ancak kriterler belirsiz. ACLU (Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği), 2024’te bu maddeye dayanarak gözaltına alınanların yüzde 62’sinin avukatsız olduğunu açıkladı.
ABD’ye Güven Sarsılıyor
Meksika ve Guatemala’dan gelen sığınmacılar, “geri itme” operasyonları nedeniyle ABD sınırına ulaşamıyor. Özellikle Afgan ve Myanmarlı mülteciler, özel kotların yalnızca %23’ünün kullanıldığını belgeliyor. AB ülkeleri, ABD’nin “çifte standartlı” politikalarını eleştirirken, NATO içindeki diplomatik gerilimler ise her geçen gün artıyor.
Uluslararası Af Örgütü ve BM Mülteci Ajansı (UNHCR), ABD’den gözaltı kararlarının gerekçelerini kamuya açıklamasını talep ediyor. Öte yandan, ICE’ın 2025 bütçesinde yapay zeka destekli risk analiz sistemlerine ayrılan payın yüzde 40 artması, “önyargılı algoritmalar” endişesini körüklüyor.
ABD’nin politikaları, sadece iç siyaseti değil, küresel mülteci rejimini de sarsıyor. Brookings Enstitüsü’ne göre, bu domino etkisi, 2030’a kadar dünya çapında 10 milyon kişinin korumasız kalmasına yol açabilir.