Tunus’un güneydoğusunda, Sfax’ın kuzeyindeki El Amra ve Jebeniana kasabaları çevresinde kurulan geçici mülteci kampları, güvenlik ekiplerince operasyonların hedefinde. Tunus Ulusal Muhafızları, Nisan ayından itibaren bu kampları kaldırmak amacıyla kapsamlı bir temizlik operasyonu başlattı. Yetkililer, yaklaşık 20.000 göçmenin bu bölgelerde barındığını ve bunların çoğunun Sahra Altı Afrika ülkelerinden geldiğini belirtiyor.
Operasyon sırasında, kamplarda bulunan geçici yapılar, küçük işletmeler ve sağlık hizmetleri sunan alanlar yıkıldı.Yetkililer, operasyonun amacının sağlık ve güvenliği sağlamak olduğunu belirtti. Ancak, bu müdahale, göçmenler ve yerel halk arasında gerilimi artırdı. Bazı göçmenler, güvenlik güçlerinin eşyalarını topladıktan sonra her şeyi yaktığını ve yiyeceklerini bile tahrip ettiğini ifade etti.
Tunus hükümeti, operasyonun ardından göçmenleri devlet arazisi olan Bir Mellouli bölgesine yerleştirdi. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile iş birliği içinde, gönüllü geri dönüşleri teşvik etmek amacıyla çalışmalar yürütülüyor. Ancak, göçmenler arasında, bu operasyonların zorla sınır dışı edilme ve çöl bölgelerine gönderilme korkusu yaratığına dair endişeler devam ediyor.
Tunus’un bu sert müdahalesi, Avrupa Birliği ile imzalanan Temmuz 2023 tarihli göç anlaşmasının bir parçası olarak görülüyor. Bu anlaşma, Tunus’a 100 milyon avro finansal destek sağlamayı ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan göç akışını azaltmayı amaçlıyordu. İtalya, bu anlaşmayı, göçmen akışını azaltma konusunda başarılı bir model olarak değerlendirdi.
Tunus’un göçmenlere yönelik sert politikaları, ülkedeki demokratikleşme sürecine de zarar veriyor. Başkan Kais Saied’in 2021’deki anayasal değişiklikleri ve sonrasındaki otoriter yönetimi, uluslararası toplumdan eleştiriler alıyor. Ancak, Avrupa Birliği, göç akışını kontrol altına alma konusundaki iş birliğini sürdürme kararı aldı.