Anasayfa » TÜRKİYE, “GÜVENLİ ÜÇÜNCÜ ÜLKE” İLAN EDİLDİ

TÜRKİYE, “GÜVENLİ ÜÇÜNCÜ ÜLKE” İLAN EDİLDİ

Yazar Habereditor
85 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
Türkiye'de güvenli üçüncü ülke

Yunanistan hükümeti, 9 Nisan 2025 tarihinde yayımladığı ortak bakanlar kurulu kararıyla Türkiye’yi resmen “güvenli üçüncü ülke” olarak tanıdı. Karar, özellikle Suriye, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ve Somali uyruklu sığınmacıları hedef alıyor ve bu kişilerin sığınma başvurularının kabul edilemez ilan edilerek doğrudan Türkiye’ye geri gönderilmesinin önünü açıyor.

Yeni düzenleme, Göç ve İltica Bakanı Makis Voridis ile Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis imzasıyla yürürlüğe girdi. Yunan makamları, Türkiye üzerinden gelen söz konusu beş ülkenin vatandaşlarının artık Yunanistan’da iltica talebinde bulunamayacaklarını, çünkü Türkiye’nin bu kişiler için “güvenli” bir ülke olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Böylece, Türkiye’yi transit geçiş olarak kullanan sığınmacıların başvuruları, esas değerlendirmeye alınmadan reddedilebilecek.

Yasal Zemin ve Uygulamanın Etki Alanı

Yunanistan yasalarına ve AB müktesebatına göre, bir ülke “güvenli üçüncü ülke” olarak tanımlanabilmesi için, mültecilerin temel haklarının korunması, etkili sığınma prosedürlerine erişimlerinin sağlanması ve geri göndermeme ilkesinin garanti altına alınması gerekiyor. Yunan makamları, Türkiye’nin bu koşulları karşıladığını savunsa da, bu görüş uluslararası hukuk uzmanları ve insan hakları örgütleri tarafından yoğun biçimde eleştiriliyor.

Etki alanı oldukça geniş olan karar, Suriye’den ya da Afganistan’dan kaçıp Türkiye üzerinden Ege Adaları’na ulaşan kişilerin artık sığınma hakkını Yunanistan’da kullanamaması anlamına geliyor. Bu durumda başvurular, “güvenli üçüncü ülke” gerekçesiyle reddediliyor ve kişilerin Türkiye’ye gönderilmesi hedefleniyor.

Geri Gönderme Endişeleri ve Uluslararası Hukuka Etkileri

İnsan hakları örgütleri ve hukukçular, bu uygulamanın uluslararası mülteci hukukuna aykırı olabileceğini ve geri gönderme yasağını ihlal etme riski taşıdığını vurguluyor. Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlama sebebiyle, yalnızca Avrupa kökenli sığınmacılara tam statü tanıması ve Suriyelilere geçici koruma sağlaması, bu ülkenin “güvenli” olarak kabul edilmesini tartışmalı hale getiriyor.

Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar, Türkiye’de özellikle Suriyeli sığınmacıların keyfi şekilde sınır dışı edildiğine ve güvenli olmayan ülkelere zorla geri gönderildiğine dair çok sayıda vaka belgelemiş durumda.

Yargı Kararı ve Hükümetin Tavrı

Kararın zamanlaması da oldukça dikkat çekici. Zira Yunanistan Danıştayı, yalnızca üç hafta önce, Mart 2025’te yayımladığı kararda, Türkiye’nin beş ülke vatandaşı için güvenli üçüncü ülke ilan edilmesinin hukuki dayanağının yetersiz olduğunu belirterek uygulamayı iptal etmişti.

Ancak hükümet bu karardan kısa süre sonra yeni bir düzenleme yayımlayarak aynı uygulamayı tekrar yürürlüğe soktu. Göç ve İltica Bakanlığı, bu kez kararın yasal gerekçelerle desteklendiğini ve mahkeme kararına uygun olarak hazırlandığını savunsa da, hukukçular ve sivil toplum kuruluşları yeni düzenlemeyi “yargı kararlarını yok sayan siyasi bir hamle” olarak değerlendiriyor.

Makis Voridis ve Sert Göç Politikaları

Yunanistan’ın bu kararının arkasında, göç karşıtı söylemleriyle bilinen Göç Bakanı Makis Voridis yer alıyor. Voridis, göreve geldiği 2023 yılından bu yana yasa dışı göçle mücadelede daha “sert” bir çizgi benimsedi. Hükümet, AB sınırlarında göç akışını azaltmak, geri dönüş oranlarını artırmak ve iltica sistemini hızlandırmak amacıyla sıkılaştırılmış kontroller uygulamaya başladı.

Voridis’in açıklamaları, bu yaklaşımın yalnızca geçici bir güvenlik önlemi değil, göç politikasının temel taşı olarak kurgulandığını gösteriyor: “Ciddi bir göç politikası, geri dönüşler ve yasa dışı göçmenlere karşı kararlı bir duruş olmadan mümkün değildir.”

Avrupa Konteksinde Türkiye’nin Konumu

Yunanistan’ın bu adımı, Avrupa genelinde göç politikalarının giderek daha katılaştığı bir döneme denk geliyor. Avrupa Birliği, son yıllarda “güvenli ülke” kavramını yaygınlaştırarak, sığınmacıların AB dışında korunabileceği varsayımıyla daha az kişinin iltica hakkını kullanmasını hedefliyor.

Ancak Türkiye ile olan geri kabul anlaşmaları fiilen durmuşken, bu uygulamanın pratikte nasıl işleyeceği belirsiz. Türkiye’nin geri almayı kabul etmemesi durumunda, sığınmacılar Yunanistan’da hukuki bir boşlukta kalabilir ya da sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya olabilirler.

Göç alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, bu kararın hem hukuki güvenceleri zayıflattığını, hem de mültecilerin yaşam hakkını tehlikeye attığını savunuyor. Yunanistan Mülteciler Konseyi ve Refugee Support Aegean gibi örgütler, uygulamanın bir kez daha yargıya taşınacağını ve ulusal ve Avrupa mahkemelerinde itiraz edileceğini açıkladı.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası