Yunanistan, özellikle Libya’dan kaçan göçmenleri hedef alan yeni bir yasayla, sığınma başvurularını askıya alarak ciddi bir uluslararası eleştirinin odağı haline geldi. Yeni yasa, Temmuz ayında Yunan Parlamentosu tarafından kabul edildi. Bu değişiklik, özellikle güney Yunan adalarına gelen göçmenleri doğrudan etkileyecek.
Yunanistan’ın güneyindeki Girit ve Gavdos adalarında, artan göçmen akışı, bu adalarda yerleşik olmayan geçici barınma yapılarının yetersizliği ile birleşiyor. Göçmenler, temel ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetlere ulaşmakta zorluk çekerken, adalarda gıda, barınma ve sağlık hizmetleri gibi temel haklardan mahrum kalıyorlar. Birçok sivil toplum kuruluşu, hükümetin yetersiz hazırlığını eleştiriyor ve bu bölgelerde barınma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
YASA NE ANLAMA GELİYOR?
Yunanistan’ın aldığı karar, özellikle Libya’dan deniz yoluyla kaçan ve Yunan adalarına ulaşan göçmenleri kapsıyor. Göçmenlerin sığınma başvurusu kabul edilmiyor, aksine, bu kişiler ülke dışına sınır dışı edilmeden önce gözaltına alınıyor. Bu durum, uluslararası insan hakları normlarına, özellikle Birleşmiş Milletler’in 1951 Mülteciler Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir uygulama olarak yorumlanıyor. Özellikle kırılgan grupların, örneğin çocukların, kadınların ve hastaların, bu yeni yasadan nasıl etkileneceği endişe yaratıyor.
YUNAN HÜKÜMETİ ISRARCI
Yunan hükümeti, bu yasanın gerekliliğini, artan göçmen akışları ve ülkenin güvenliğiyle ilişkilendiriyor. Hükümet, yasağı, özellikle Afrika’dan gelen göçmenler için bir acil durum önlemi olarak sunuyor. Ancak, uluslararası hukuk uzmanları bu yaklaşımı absürd olarak nitelendiriyor. Çünkü, hükümetin açıklamasında bahsedilen acil durum maddesi, yalnızca savaş veya ulusal bir felaket gibi olağanüstü durumlar için geçerli bir yasa olduğu kaydediliyor. Yunan yönetiminin, yasal bir dayanağı olmadan, bu tür bir yasayı devreye soktuğu belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Yunanistan’ın bu yasasının, sığınma hakkının ihlali anlamına geldiğini ve bu tür uygulamaların insanların güvenliğini ve özgürlüğünü tehdit ettiğini belirtti. Avrupa Komisyonu ise, Yunanistan’ın bu kararına ilişkin henüz net bir yanıt vermedi.
Yunan hükümeti, yasayı geri çekmeye yönelik uluslararası ve yerel baskılarla karşı karşıya. 100’ün üzerinde sivil toplum kuruluşu, Yunan hükümetine çağrıda bulunarak sığınma hakkının sağlanması gerektiğini vurguladı.
