Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), yayınladığı çarpıcı 2025 İstihdam Raporu’nda Almanya’nın derinleşen demografik kriz karşısında ayakta kalma stratejisinin merkezine göçmen işgücünü koyduğunu ortaya koydu. Rapora göre, Mayıs 2025’te %3.7 olarak açıklanan işsizlik oranı, OECD ortalamasının (%4.9) altında seyretmekle birlikte, 2023 yılında kaydedilen %3.0’lık rekor düşük seviyeden belirgin bir yükselişe işaret ediyor. Ekonomik aktivitedeki genel yavaşlamaya rağmen, Almanya’nın toplam istihdam oranı %77.6 ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Uzmanlar, bu dikkat çekici başarının arkasında, özellikle son yıllarda artan nitelikli göçmen akını ve mevcut göçmen kökenli nüfusun işgücü piyasasına yüksek katılımının kritik bir rol oynadığı konusunda hemfikir.
DEMOGRAFİK TSUNAMİ KAPIDA
Raporun en sert uyarısı, yaklaşmakta olan demografik çöküşe ilişkin. OECD projeksiyonlarına göre, Almanya’da geleneksel çalışma çağındaki (20-64 yaş) nüfus, 2060 yılına kadar çarpıcı bir şekilde %22 oranında azalacak. Bu dramatik düşüş, çalışan başına düşen emekli sayısını artıracak; halihazırda 1 çalışanın yaklaşık 0.60 emekliyi desteklediği sistemde bu yük daha da ağırlaşacak. Ancak rapor, karanlık senaryonun tek bir anahtarla kırılabileceğini vurguluyor: Sürdürülebilir ve nitelikli göç. Özellikle sağlık, mühendislik, bilişim teknolojileri (IT) ve yeşil dönüşüm sektörlerine yönelik hedeflenmiş uzman göçünün hızlandırılması durumunda, uzun vadeli kişi başı gelir artışının %1.08’e çıkarılabileceği hesaplanıyor. OECD, bu göçün olmaması halinde ekonomik durgunluğun kaçınılmaz olacağı konusunda Berlin’i uyarıyor.
ASGARİ ÜCRET DEVRİMİ VE GÖÇMEN ETKİSİ
Nisan 2025’te yürürlüğe giren ve saatlik asgari ücreti 12.82 Euro’ya yükselten düzenleme, göçmenlerin yoğunlukta olduğu temizlik, lojistik, perakende ve bakım sektörlerinde adeta bir devrim etkisi yarattı. 2021’den bu yana kaydedilen %12’lik reel artış, Almanya’yı OECD ülkeleri arasında asgari ücrette en yüksek iyileştirmeyi sağlayan ülke konumuna getirdi. Brüt medyan ücret ile asgari ücret arasındaki oranın %51.7’ye çıkması, gelir dağılımındaki eşitsizliklerin hafifletilmesinde göçmen işgücünün oynadığı dengeleyici role güçlü bir kanıt olarak sunuluyor. Ancak rapor, genel reel ücretlerin halen 2021 seviyelerinin %0.2 altında seyretmesinin ve enflasyonun özellikle göçmen hanelerinin bütçesini daha fazla zorladığının altını çiziyor. Son dönemde gıda ve enerji fiyatlarındaki artışların bu grubu orantısız etkilediği belirtiliyor.
YAŞLI GÖÇMENLER
Almanya, 60-64 yaş grubunda %66.7’lik istihdam oranıyla OECD ortalamasını (%55.9) önemli ölçüde geride bırakarak yaşlı nüfusun işgücüne katılımında lider konumda. Ancak bu başarının gölgesinde, özellikle bu yaş grubundaki göçmen kadınların işgücüne katılım oranlarının son derece düşük olması endişe kaynağı. OECD analizleri, ortalama emeklilik yaşı ile fiili çalışma süresinin sona erdiği yaş arasındaki 2.4 yıllık farkın, göçmen kökenli yaşlı nüfus için özel politikalar ve esnek çalışma modelleriyle kapatılabilmesi durumunda, ekonomiye ek 78 milyar Euro’luk bir katkı sağlanabileceğini ortaya koyuyor. Ne var ki, 50-69 yaş arası göçmenlerin sadece %14.3’ü emeklilik döneminde çalışmaya devam ediyor – bu oran, Avrupa Birliği genelindeki %22.4’lük ortalamanın oldukça altında kalıyor. Dil bariyerleri, tanınmayan yeterlilikler ve kültürel engeller bu düşük katılımın başlıca nedenleri olarak sıralanıyor.
Mart 2025’te Federal Meclis tarafından nihai onayı verilen ve ulaşım, dijital altyapı ve enerji dönüşümüne odaklanan 500 milyar Euroluk tarihi yatırım paketi ile savunma harcamaları için getirilen borçlanma esnekliği (“Schuldenbremse”de istisna), göçmen istihdamı için önemli yeni alanlar açıyor. Özellikle inşaat ve yenilenebilir enerji projelerinde işgücü ihtiyacının artması bekleniyor. Bununla birlikte, emeklilerin aylık 2000 Euro’ya kadar vergiden muaf ek gelir elde edebileceği “Aktivrente” (Aktif Emeklilik) gibi yaşlıların ve emeklilerin işgücüne katılımını teşvik edecek projeler, koalisyon ortakları arasındaki maliyet tartışmaları nedeniyle hala yasalaşamadı. Daha da kritik olan, nitelikli göçmenlerin ülkeye kabulünü ve mesleki tanınma süreçlerini hızlandıracak olan “Fachkräfteeinwanderungsgesetz” (Uzman Göçmen Yasası) değişikliklerinin, koalisyon içi görüş ayrılıkları ve bürokratik engeller nedeniyle gecikmesi. OECD uzmanları, önümüzdeki 12-18 aylık dönemin, demografik krizin en kötü etkilerini hafifletmek için göçmen entegrasyonu ve aktif yaşlanma politikalarının radikal bir şekilde yeniden tasarlanması açısından “son şans penceresi” olduğu uyarısında bulunuyor.
DARBOĞAZ AŞILIR MI?
“Demografik Darboğazı Aşabilir miyiz?” başlıklı kapsamlı rapor, Almanya’nın ekonomik geleceğinin büyük ölçüde iki anahtar faktöre bağlı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor: Göçmen kadınların işgücü piyasasına katılım oranlarının önemli ölçüde artırılması ve 60 yaş üstü göçmen nüfusun becerilerinin güncellenerek ekonomiye kazandırılması. OECD, Berlin yönetimine, yaşlanan göçmen nüfusunu sosyal sistemler için bir “yük” olarak değil, paha biçilmez bir “deneyim hazinesi” ve “ekonomik dayanıklılık faktörü” olarak gören radikal bir paradigma değişikliğini acilen hayata geçirme çağrısı yapıyor. Bunun için esnek çalışma modelleri, hedeflenmiş dil ve mesleki eğitim programları, yeterlilik tanıma süreçlerinin hızlandırılması ve göçmen girişimciliğinin desteklenmesi hayati önem taşıyor. Rapor, Almanya’nın demografik fırtınayı atlatma şansının ancak göçmen potansiyelini tam anlamıyla harekete geçirmekle mümkün olacağı mesajını veriyor.