Bosna-Hersek ile Hırvatistan arasındaki sınır hattı, Avrupa’ya ulaşmak isteyen binlerce göçmen için kritik bir geçiş noktası. Ancak bu rota, yalnızca sınır devriyeleri ve zorlu arazi şartlarıyla değil, geçmişten miras kalan ölümcül tehlikelerle de dolu. Savaş döneminden kalma mayın tarlaları bu yolcuğu olduğundan daha da tehlikeli hale getiriyor.
1990’lı yıllarda yaşanan Bosna Savaşı’ndan geriye, hala aktif olan on binlerce mayın kaldı. Bugün, Avrupa Birliği’ne geçiş arayışındaki göçmenler, bu mayınların döşendiği orman patikaları ve dağ yolları üzerinden ilerliyor. Resmi verilere göre, yalnızca Una Sana kantonunda 20 bine yakın mayın bulunuyor. Bu durum, sınır geçişini sadece yasadışı değil, aynı zamanda ölümcül bir risk haline getiriyor.
615 KİŞİ MAYINDAN HAYATINI KAYBETTİ
Göçmenler çoğu zaman bu tehlikenin farkında olmadan, kaçakçıların yönlendirdiği rotaları takip ediyor. Bazı durumlarda kaçakçılar, sınır güvenlik güçlerinden kaçmak için bilerek mayınlı bölgelerden geçiş yapmayı tercih ediyor. Bu rotalarda hayatını kaybedenlerin sayısı tam olarak bilinmese de, Bosna-Hersek Mayın Faaliyetleri Merkezi’nin kayıtları, savaş sonrasından bugüne 615 kişinin mayın patlamaları sonucu yaşamını yitirdiğini gösteriyor.
Bölgedeki insani yardım çalışanları ve yerel kurtarma ekipleri, mayın tehlikesinin yanı sıra sert kış koşulları, açlık, susuzluk ve şiddetli sınır dışı uygulamaları nedeniyle göçmenlerin çok boyutlu bir hayatta kalma mücadelesi verdiğini aktarıyor. Kış aylarında donma vakaları, yaz aylarında ise aşırı sıcaklar ve susuzluk nedeniyle sağlık sorunları yaygınlaşıyor.
MAYIN TEMİZLİĞİNE MİLYONLAR HARCANDI
Avrupa Birliği, 2018’den bu yana Bosna’da göç yönetimine yaklaşık 150 milyon euro, mayın temizliğine ise 46 milyon euro kaynak aktardı. Ancak yetkililer, tüm mayınların temizlenmesinin en az on yıl süreceğini ve ek 30 milyon euroya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Göçmenler için bu tehlikeli yol, sadece fiziksel engellerin değil, aynı zamanda travmatik deneyimlerin de kaynağı. Mayın uyarı tabelalarının, sisli ormanların ve dikenli tellerin gölgesinde ilerleyen bu insanlar, bir yandan Avrupa’ya ulaşma umudunu taşırken, diğer yandan her adımda ölümle yüz yüze geliyor.
NİTELİKLİ İŞ GÖÇÜNÜ DENEYİN
Avrupa artık tüm kapılarını sığınmacılara kapamaya başladı. Kıtanın lokomotifi Almanya bile mültecileri sıcak karşılamıyor. Ancak diğer taraftan kıtanın yaşlanan nüfusunun yerine nitelikli iş gücü ile göçmen çalışanlara da ihtiyaç var. Bu tehlikeli yollar yerine Almanya başta olmak üzere TIR şoföründen, yazılımcıya kadar iş kollarını profesyonel danışmanlık firmaları üzerinden yürütmek gerekiyor.
