Avrupa genelinde, kendilerini ‘vatandaş devriyeleri’ veya ‘göçmen avcıları’ olarak adlandıran, örgütlü gruplardan oluşan milis güçler, sınırları devriye geziyor, sığınmacıların izini sürüyor ve insani yardım çalışanlarını taciz ediyor.
Geçtiğimiz aylarda Londra’nın kuzeydoğusunda bulunan ve sığınmacıların barınması için tahsis edilen eski RAF Wethersfield askeri üssüne çalışmak için giden bir personelin aracı, kendilerini “göçmen avcıları” olarak tanımlan bir grup tarafından kuşatıldı. Cep telefonlarıyla kayıt yapan grup, çalışanı “hain” olarak nitelendirerek tehditler savurdu ve plakasını ifşa edeceklerini söyleyerek olayı binlerce takipçisine canlı yayınladı. İngiliz The Independent gazetesinin belgelediği bu olay, ülke çapında yayılan ve göçmen karşıtı protestoların sadece görünen yüzünü oluşturuyor.
Ancak sorun İngiltere ile sınırlı değil. Avrupa genelindeki sayısız habere göre, benzer grupların sınırları devriye gezdiğini, sığınmacıları takip ettiğini ve insani yardım çalışanlarını hedef aldığını gösteriyor. Bu gruplar, kendilerini polis ve devlet otoritelerinin başarısız olduğunu iddia ettikleri noktalarda müdahale eden ‘toplumun savunucuları’ olarak konumlandırıyor. Dışa dönük hedefleri, vatandaşları suçlu veya tehditkâr olarak algıladıklarından korumak. Gerekçelendirmeleri, daha geniş sosyal korkulara hitap ediyor ve halihazırda manşetlere hakim olan konuları yansıtarak kendilerine meşruiyet havası katıyor.
Radikalleşmeyle Mücadele Farkındalık Ağı’nın (RAN) araştırması, sağcı aşırılığın “artan uluslararasılaşmasını”, çevrimiçi yayılımını ve göçmenleri ve sığınmacıları hedef alan nefret söylemlerini normalleştirme girişimlerini inceledi. Avrupa’daki sağcı aşırıcılığın tek tip olmaktan uzak olduğunu vurgulayan araştırma, bu ideolojilerin sıklıkla örtüştüğünü veya birbiriyle yarıştığını gösteriyor. Bir zamanlar neo-Naziler ve skinhead’ler gibi gençlik alt kültürlerine odaklanan bu hareketlerin artık yetişkinleri de kapsadığı ortaya çıktı. Norveç’te yapılan bir çalışma, radikalleşme için ortalama yaşın 1990’larda 22’den, 2010’larda 31’e önemli ölçüde yükseldiğini gösterdi.
SIĞINMALARIN AZALMASINA RAĞMEN YÜKSELEN NEFRET
Avrupa Birliği İltica Ajansı’ndan (EUAA) alınan veriler, 2025’in ilk yarısında Avrupa Birliği’ne yapılan sığınma başvurularının %23 düştüğünü ortaya koydu. Almanya artık sığınmacıların en çok tercih ettiği ülke olmaktan çıktı ve sığınma başvurularında %43’lük düşüşle en büyük gerilemeyi gördü.
Ancak, AB genelinde sığınma taleplerinin azalmasının aksine, göçmen karşıtı grupların yükselişi devam ediyor. Aşırı sağ hareketlerin gündemi, Büyük Değişim Teorisi, İslamofobi ve sahte haberler gibi komplo teorilerine odaklanıyor.