Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD), insan hakları ihlalleri ve güvenlik kriziyle gündemde olan Libya’ya bazı göçmenleri iade etmeyi planladığı ortaya çıktı. Associated Press’in (AP) edindiği bilgilere göre, ABD’li yetkililerin bir grup göçmene Libya’ya sınır dışı edilme ihtimallerini resmen bildirmesi, uluslararası insan hakları örgütlerini ve Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerini harekete geçirdi.
Libya, 2011’deki iç savaşın ardından istikrarsız bir siyasi yapıya ve milis kontrolüne sahne oluyor. Ülkede, Doğu ve Batı Libya’daki rakip hükümetlerin yanı sıra silahlı gruplar, insan kaçakçılığı ve zorla çalıştırma gibi yasa dışı faaliyetlerden gelir elde ediyor. BM destekli bağımsız bir misyonun 2023 raporunda, Libya’da göçmenlere yönelik “sistematik işkence, tecavüz, zorla kaybetme ve toplu infazlar” gibi suçların işlendiği kanıtlandı. Binlerce göçmen, Akdeniz’i geçmeye çalışırken hayatını kaybederken, toplu mezarlarda cesetler bulunuyor.
AB ve İtalya’nın Tartışmalı İş Birliği
Avrupa Birliği (AB) ve İtalya’nın Libya Sahil Güvenlik birimlerine sağladığı finansman, göçmenlerin durdurulması sırasında yaşanan hak ihlallerine rağmen sürüyor. Yakalanan göçmenler, sağlıksız koşullardaki kamplarda hukuki desteğe erişemeden tutuluyor, işkenceye maruz kalıyor ve ailelerinden fidye talep ediliyor. Uluslararası Af Örgütü, bu kampları “modern kölelik merkezleri” olarak nitelendiriyor.
Libya İç Güvenlik Ajansı’nın geçen ay 10 uluslararası yardım kuruluşunun faaliyetlerini askıya alması, özellikle Afrika kökenli göçmenlerin insani yardımlara erişimini engelledi. Ülkede göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimi bile kısıtlanırken, özel kliniklere “siyahi göçmenlere hizmet vermeme” talimatı verildiği belirtiliyor.
İnsan hakları savunucuları, ABD’nin iade planlarını “uluslararası hukuku ihlal eden tehlikeli bir adım” olarak tanımlıyor. Göçmen Hakları İzleme Grubu, “Libya’ya geri gönderilen kişiler, ölüm veya işkence riskiyle karşı karşıya. Bu, insani değil, caydırıcılık amaçlı bir politika” ifadelerini kullanıyor. Mahkeme kararlarına rağmen, ABD’nin bu hamlesinin göçmenleri hedef alan sembolik bir baskı aracı olabileceği vurgulanıyor.