İsviçre’nin gözde Cenevre Gölü kıyısındaki kenti Lausanne, bir gencin trajik ölümünün ardından patlak veren ve iki gece boyunca süren şiddetli sokak çatışmalarına sahne oldu. Olaylar, ülkenin son yıllarda gördüğü en ciddi toplumsal huzursuzluk olarak kayıtlara geçerken, Avrupa genelinde yükselen göçmen kökenli gençler ile kolluk kuvvetleri arasındaki gerilim İsviçre’ye de sıçradı.
Şiddetin fitilini, pazar günü sabahının erken saatlerinde polisten kaçarken bir elektrikli scooter kazasında hayatını kaybeden Cezayir kökenli 17 yaşındaki bir gencin (Marvin M.) ölümü ateşledi. Polis, gencin çalıntı olduğu bildirilen bir scooter ile hızla giderken kontrolü kaybettiğini açıkladı. Savcılık, kaza öncesinde genç ile polis aracı arasında önemli bir mesafe bulunduğunu ve herhangi bir temas olmadığını vurgulayan bir açıklama yayınladı.
Ancak bu açıklama, özellikle göçmen kökenli topluluklar arasında bir süredir devam eden güvensizliği ve öfkeyi dindirmeye yetmedi. Haziran ayında, yine polisten kaçarken bir motosiklet kazasında hayatını kaybeden 14 yaşındaki bir kız çocuğunun ölümünün ardından bölgede gerilim zaten yüksekti. Yetkililer, bu son olayın, Lausanne’da polis müdahalesi sırasında meydana gelen üç aydan kısa süredeki üçüncü ölüm olduğunu doğruladı.
Öfke, pazar ve pazartesi geceleri kitlesel protestolara dönüştü. Çoğunluğu genç göstericiler, şehrin merkezi caddelerinde polisle çatıştı. Molotofkokteyli atan, havai fişeklerle polis ekipmanlarına saldıran ve taşlı sopalı saldırıda bulunan gruplar, çöp konteynerlerini ve otobüsleri ateşe vererek barikatlar kurdu. Polis, olaylara su topu ve biber gazıyla müdahale ederek yedi kişiyi gözaltına aldı.
AVRUPA ÇAPINDA KRİZ
Hollanda’da, gece eve dönerken öldürülen 17 yaşındaki Lisa’nın katil zanlısının Nijeryalı bir sığınmacı olması ve tecavüzle de suçlanması, ülkede sığınmacı politikalarına yönelik öfkeyi ve kitlesel protestoları tetikledi. İsveç’te, bir zamanların en güvenli Avrupa ülkesi, büyük ölçüde göçmen kökenli suç şebekeleri arasındaki çetelerin neden olduğu silahlı saldırılar ve bombalı suikastlarla anılır oldu. Kamuoyundaki öfke, polise askeri destek verilmesi çağrılarına kadar vardı.
İngiltere’de, rekor sayıdaki sığınmacıyı barındırmanın maliyeti ve kamuoyundaki tepkiler hükümeti zorlarken, vergi mükelleflerinin parasıyla işletilen otellerde barındırılan on binlerce kişi sistem üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.
İspanya’nın Balear Adaları ve İtalya gibi tatil cennetleri bile düzenli bot göçmeni akınıyla başa çıkmakta zorlandıklarını açıklarken, İtalya’nın sığınmacıları işleme almak için Arnavutluk ile anlaşma yapması, Avrupa’daki krizin boyutunu gözler önüne serdi.