Yunanistan, 12 Eylül’de, Avrupa Birliği’nin en sert mülteci deportasyon yasasını uygulamaya koyarak, üç Türk vatandaşını yasa dışı ikamet nedeniyle mahkum etti. İki kişi iki yıl hapis ve 5.000 euro para cezasına çarptırılırken, 19 yaşındaki üçüncü kişi 10 ay hapis cezası aldı. Bu gelişme, Yunanistan’ın yeni göçmen deportasyon yasasının ilk uygulaması olarak kaydedildi.
Yasanın temelini, süre kısıtlamalarının sertleştirilmesi ve cezaların ağırlaştırılması oluşturuyor. Örneğin, sığınma başvurusu reddedilen kişilere bileğine kelepçe takılacak ve gönüllü olarak ülkeyi terk etmeleri için sadece iki hafta süre tanınacak. Bu sürede ayrılmayanlar, yukarıdaki örnekte olduğu gibi 5 bin Euro’ya varan para cezaları ve geri gönderme merkezlerinde 2-5 yıl arasında gözaltı ile karşı karşıya kalacak. Bu yıl ülkeye gelenlerin beşte birinden fazlasını oluşturan çocuklar da bu uygulamadan etkilenecek. İtiraz süreleri ise sadece dört günle sınırlandırıldı.
YUNANİSTAN: “AB’NİN DIŞ SINIR BEKÇİSİ”
Yunanistan Göç ve Sığınma Bakanı Tanos Plevris, yasayı savunurken, ülkesinin AB’nin dış sınırlarını koruduğuna dikkat çekiyor. Plevris, “Sizin ülkenize ulaşmak için insanların üç dört ülke geçmek zorunda olduğu yerlerde sınırları savunmak kolaydır. Bizi diğer ilk kabul ülkeleriyle karşılaştırın” dedi. UNHCR verilerine göre, 2015’ten bu yana Avrupa’ya giren 2.8 milyondan fazla düzensiz göçmenin yüzde 46’sı Yunanistan’dan geçti.
Yunan yetkililer, asıl amacın göçmenleri zorla sınır dışı etmekten ziyade, bu ağır cezalarla onları gönüllü olarak dönmeye ikna etmek olduğunu itiraf ediyor. Zorla geri göndermenin hukuki ve pratik zorlukları bulunuyor.
AB’NİN PİLOT ÜLKESİ
Yunanistan’ın yeni yasasının, 2008’den kalma mevcut AB Geri Gönderme Yönetmeliği’ni defalarca ihlal ettiği belirtiliyor. Yunanistan, birçok AB önlemi için bir nevi test alanı haline geldiği ifade ediliyor. AB yasası haline gelmeden önce bazı şeylerin test edildiği bir yer olduğu ve eğer işe yararlarsa, AB direktiflerine taşındığına dikkat çekiliyor.
AB’nin şu anda “üçüncü ülkelerde iade merkezleri” ve “gönüllü geri dönüşleri teşvik” gibi çözümler arayışında olduğu biliniyor. İtalya’nın Arnavutluk ile yaptığı anlaşma bu kapsamda değerlendirilse de, İtalyan mahkemeleri Arnavutluk’a gönderilen bazı sığınmacıların İtalya’ya iadesine karar verdi.
Yunanistan’ın bu sert yasası, sadece bir ülkenin göç politikasını değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin insan hakları değerleri ile sınır güvenliği arasındaki hassas dengeyi nasıl kuracağına dair daha geniş bir sınavın parçası haline gelmiş durumda.