Anasayfa » Avrupa’nın göç yönetimi sınavı

Avrupa’nın göç yönetimi sınavı

Yazar Habereditor
36 Görüntüleme
A+A-
Sıfırla
Almanya Göçte Tercih Edilmiyor

Almanya, küresel bir expat anketinde “dünyanın en az misafirperver ülkeleri” arasında gösterildi. Ülke şimdi bunun ardından derinleşen toplumsal ve siyasi bir hesaplaşma yaşıyor. 2025 yılına damgasını vuran göçmen politikaları, ekonomik baskılar ve sosyal entegrasyon tartışmaları, ülkenin kendi kendine yönelttiği “Başarılı bir göç ülkesi miyiz?” sorusunu yeniden gündeme getirdi.

SERT SINIR POLİTİKALARI

Almanya’nın yeni Şansölyesi Merz’in göreve gelir gelmez dokuz kara sınırında kalıcı kontrol mekanizmaları uygulamaya koyduğu biliniyor. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt tarafından duyurulan ve “hamileler, çocuklar gibi hassas gruplar dışında sığınma başvurusu yapanların sınırdan geri çevrilebileceği” yönündeki karar, Avrupa Birliği içinde de ciddi tartışmalara neden oldu. İki gün içinde 19 sığınmacının sınırdan geri çevrilmesi, Almanya’nın göç politikalarındaki köklü değişimin somut kanıtı olarak kayıtlara geçti.

DEMOGRAFİK DEĞİŞİM

Almanların yaklaşık üçte ikisi kalıcı sınır kontrollerini desteklerken, aynı oranda bir kesim ülkenin göçmen kabulünü azaltması gerektiğine inanıyor. Yüksek vergiler, enerji maliyetleri ve konut krisi, nitelikli iş gücünün ülkeyi terk etmesine neden olurken, “Almanya’nın sosyal devlet mekanizmalarını istismar eden bir nüfusu çektiği” yönündeki eleştiriler medyada geniş yer buluyor.

ENTEGRASYON VE KİMLİK KRİZİ

Almanya’daki göçmen karşıtlığının 2015’teki mülteci krizi ve son dönemdeki şiddet olaylarıyla bağlantılı olduğu ifade ediliyor. Özellikle Magdeburg’daki Noel pazarı saldırısı gibi olaylar, iç güvenlik ve radikalleşme endişelerini artırmış durumda. Ankete katılanların bir kısmı, dil öğrenmenin ve kültürel uyum sağlamanın göçmenlerin asli sorumluluğu olduğunu vurgularken, Alman toplumunun giderek daha az misafirperver ve daha sağcı hale geldiği yönündeki yorumlar dikkat çekiyor.

AVRUPA’NIN GÖÇ YÖNETİMİ SINAVI

Almanya’nın tek taraflı sınır önlemleri, AB ortak göç anlaşmasının geleceği hakkında soru işaretleri doğurdu. Lüksemburg ve İspanya gibi ülkeler, Almanya’nın uygulamalarını “AB hukukuna aykırı” olarak nitelendirirken, yeşil politikacı Marcel Emmerich, “Federal hükümet daha fazla iş birliği arayışı yerine izolasyon ve kaosu seçti” ifadesini kullanıyor.

AfD’nin (Almanya için Alternatif) desteğinin muhafazakâr blokla neredeyse eşitlenmesi, ülkedeki siyasi kırılganlığın bir diğer göstergesi. Aşırı sağın göçmen karşıtı söylemleri, toplumun önemli bir bölümünde karşılık buldu.

Okuyucu yorumlarını mercek altına alan bir analizde, katılımcıların %38’i, Almanya’nın mevcut göç ve sosyal politika uygulamalarına sert eleştiriler yöneltiyor. Bu yorumlarda özellikle düşük gelirli göçmenlerin yoğun girişleri, artan sosyal harcamalar ve nitelikli yerli iş gücünün göç etmesi eleştiriliyor. Okuyucular, bu durumun toplumda gelir adaletsizliği ve ekonomik dengesizliklere yol açtığını belirtiyor. Bazı yorumlarda, ülkeyi terk edenlerin genellikle girişimci, mühendis, doktor ve nitelikli profesyoneller olduğu vurgulanıyor.

Analiz, Almanya’nın göçmenler için cazibesinin giderek azaldığını ortaya koyuyor. Ülkenin politikaları, sosyal yapısı ve ekonomik koşulları, potansiyel göçmenler için belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor.

Benzer Yazılar

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası