Almanya Kanunlarına Göre İltica Kılavuzu

 Almanya Kanunlarına Göre İltica Kılavuzu

Bu çalışma, insani yardım amaçlı mütevazı bir çalışmadır. Kanunlar ve mevzuatlar çerçevesinde bilgilendirmeler, örneklendirmeler yapılmıştır. Tavsiye niteliği taşımaktadır. Her başvurucu adayını kendi özelinde değerlendirmek gerektirdiğinden herkes kendi hikayesine ve örneğine göre sunumunu yapmalıdır. Bu çerçevede konunun uzmanı bir danışmana ya da avukata danışmanız tavsiye edilir.

Mülakat, temel itibariyle iki soru üzerine oturmaktadır:
Soru 1 – Lütfen Almanya’ya geliş sebebinizi izah eder misiniz?
Soru 2 – Türkiye’ye geri dönerseniz başınıza ne geleceğini bekliyor ve düşünüyorsunuz?

Mağduriyetlerinizi anlatırken ben merkezli konuşunuz biz merkezli konuşmayınız. Önce genel fotoğrafı değil, kendinizi anlatmalısınız, genel fotoğrafı daha sonra anlatmanız uygundur. Örneğin, benim hakkımda siyasi kovuşturma açıldı, eğer ben kaçmasaydım beraber çalıştığım şu arkadaşımın başına gelen, benim de başıma gelirdi… gibi.
Aksi durum, genel fotoğrafı anlatıp örneğin, şu arkadaşıma şu oldu, ülkemde bunlar oluyordu gibi ifadeleri anlatıp raportörün size olacakları anlamasını beklemeyiniz, bu yanlış bir yöntemdir. Çünkü kendisiyle alakalı bir şey bulamamış çevreden bir şeyler araştırıp getirmiş imajı oluşturmuş oluyorsunuz.

“Almanya’ya niye geldiniz?” sorusuyla mülakatınız başlamış oluyor, ancak bu sorudan önce yol mülakatını detaylı bir şekilde tekrardan oluyorsunuz.

Yol mülakatı (ilk mülakat) soruları için tıklayınız.
Yol mülakatı (ilk mülakat) soruları ve örnek cevaplar ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

Ana mülakat; yol mülakatı ve ana mülakat olarak iki bölüm şeklinde yapılacaktır. Ana mülakatın içinde yol mülakatıyla alakalı soruları bitirdikten sonra ana mülakata geçmeden önce size küçük bir açıklamada bulunacaklardır:

“Şimdi sizden gerekli bilgi ve belgeleri almış bulunuyoruz; yaşadığınız zulüm, baskı, ayrımcılık, siyasi kovuşturma, korkularınızı, yaşadığınız mağduriyetlerinizi dinleyeceğiz. Bu nedenle asılsız ve yalan beyanda bulunmayacağınızı, aksi takdirde hakkınızda delil olarak kullanılabileceğini ve ilticanızın reddine neden olacağını bilmenizi isteriz.”

Bu açıklamadan sonra tercüman vasıtasıyla “Şimdi buyrun, sizi dinlemeye hazırız.” dediğinde artık sizin için mülakat başlamış oluyor ve ilk soru sorulmuş oluyor:
“Lütfen ülkemize geliş sebebinizi izah eder misiniz?”

Mülakatınız, raportörün olayı yönetiş şekline göre değişiklik arz etmektedir. Kimisi baştan sona dinler, kimisi sürekli sorularla olayı çözmeye çalışır. (Tahrik edebilir, bu durumda raportör mağduriyetinizin ve verdiğiniz evrakların gerçekliğine inanmak için ve bunların arkasında sağlam durduğunuzu görmek için tahrik edip  sizi çaresiz konuma düşürebilir; ürkek davranmayın, bir an önce mülakat bitsin, aman problem olmasın gibi düşünmeyin.) Hangi model olursa olsun, siz anlatmak istediklerinizi belli bir kronolojiye göre anlatmalısınız.

Raportörlerin davranışlarına karşı taktikler nelerdir, izlemek için tıklayınız.

İşte bu sunumda Almanya’nın ilticayı değerlendirdiği kanunlar nelerdir, hangi konulardan bahsetmeniz gerekir, bunun sıralaması nasıl olur? Bu soru ve sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunacağız.

İlticanın Tanımı

Bir kişi menşei ya da yaşadığı ülkesinde savaş ya da sahip olduğu değerler açısından dil, din, ırk, cinsiyet, sosyal gruba mensubiyet ve politik düşünce nedeniyle haksız yere siyasi kovuşturmaya uğramışsa, hala baskı zulüm, ayrımcılık, onur kırıcı, kanunsuz işlem ve ceza görüyorsa, haklı sebeplere dayalı zulme uğrayacağına dair korkuları varsa, temel hak ve hürriyetleri şiddetle ihlal edilmişse, yaşam, özgürlük ve can güvenliği tehdit, tehlike ve risk altındaysa; böyle bir kişi mağduriyetini somut bilgi ve belgelere göre belgelendirirse iltica etme hakkı bulunur ve kendi ülkesine geri gönderilemez.

Almanya’ya iltica ile ilgili (anime video) çalışması için tıklayınız.

MÜLAKATA GİRİŞ

1) Konumlandırma
2) Siyasi kovuşturmalar
3) Devlet ve toplum takibi
4) Baskı, ayrımcılık, kanunsuz işlem ve cezaya maruz kalacağınıza dair insanlık dışı uygulamalar. (O.K. 60)
5) Korkularınız
6) Maruz kaldığınız zulüm ve zalimane uygulamalar
7) Temel insan hak ve hürriyet ihlalleri
8) Ülkenize neden geri dönemezsiniz?

Bu sıralamanın açıklaması aşağıda detaylı bir şekilde izah edilmiştir.
Ana mülakat sunum sıralaması ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

Almanya’ya geliş sebebinizi lütfen izah eder misiniz?
Bu soruyla kim olduğunuz, başınıza neler geldi ya da gelecek ki kendi ülkenizde yaşayamaz hale geldiniz, kaçacak hiçbir yerinizin ve sizi koruyacak ve kollayacak hiçbir kimsenin olmaması nedeniyle yaşam, özgürlük ve can güvenliğinizin nasıl tehdit, tehlike, risk altında olduğunu ve bu yüzden ülkenizi terk ediş sebepleriniz raportör sizi aşağıda bahsedeceğimiz kanunlar çerçevesinde dinleyecektir. Bu kanun maddelerinden geçerseniz olumlu; geçemezseniz olumsuz cevap verecektir.

1. KONUMLANDIRMA

– Almanya Anayasası’nın Amacı: İnsan onurunu ve haysiyetini korumaktır.
– Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, temel insan hak ve hürriyetleri 1. maddesi, saygıdır.
– Almanya Anayasası’nın ilk 20 maddesine ve  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, temel insan hak ve hürriyetleri maddelerine baktığınızda hep insan hak ve insana verilen değeri göreceksiniz. Bu nedenle başvurucu, hem profesyonel öz geçmişini hem mağduriyetine sebep olan sosyal grup içerisindeki yerini, yapmış olduğu etkinlik ve faaliyetler çerçevesinde başarı, sertifika, onur vb. belgeler ışığında, kendinizi toplum içinde, devlet nezdinde ne kadar itibarlı, fikir danışılan, hatrı sorulan, onur sahibi ve saygınlığı olan bir insan olduğunuzu ilk girişte anlatmalısınız. Kendinizi; hayran bırakacak, gıpta edilecek bir insan iken birdenbire başınıza gelenlerin pişmiş tavuğun başına gelmemiş; gerçekten zulme uğramış, mağdur bir insan profili çizerek
mağduriyetlerinizi anlatacaksınız.

Almanya’ya geliş sebebinizi izah eder misiniz, sorusunu duyduğunuzda, ilk giriş cümleniz şöyle olabilir:
Örnek-1: Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi (yol mülakatında verilen bilgi ve belgeler) ben, şu sosyal gruba mensup bir öğretmenim.
Örnek-2: Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi ben, mevcut yönetime karşı şu partiye üye bir iş adamıyım.
Örnek-3: Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi ben, şu gazeteye mensup, mevcut yönetime karşı eleştiriler yazan muhalif bir gazeteciyim.
Örnek-4: Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi ben, şu no.lı KHK ile atılmış bir devlet memuruyum.
Örnek-5: Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi ben, toplum yararına kermes faaliyetleri düzenleyen şu derneğe üye bir ev hanımıyım.
Örnek-6: Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi ben, 23 Temmuz 2016 tarihli ve 667 sayılı KHK ile kapatılan okulda öğrenciydim. (öğretmendim, çaycıydım.)

1-) ÇIKIŞ HİKAYESİ

Her bir başvurucu kendisiyle alakalı yukarıdaki örneklerden birini alarak cümleye giriş yapabilir ve bundan sonra ülkenizden çıkmanıza, terk etmenize ya da kaçmanıza neden olan çıkış hikayenizin girişini yapmanız gerekmektedir.
Çıkış hikayesinden kasıt, artık sizin için devlet veya toplumun takibinin başladığı, yakalandığınız takdirde hapse atılacağınız ve uzun süre tutuklu kalacağınız, bu nedenle ülke içerisinde kaçacak bir yerinizin ve sizi koruyup kollayacak birinin olmadığı ve gidecek hiçbir yerinizin olmadığı, kaçmaktan başka seçeneğinizin
olmadığı anlamına gelir.
Örnek-1: Asılsız ihbar ve fişlemeler
Örnek-2: Yakalama, tutuklama belgeleri
Örnek-3: İtirafçı ve ihbarcıların tehditleri

Türkiye’den çıkış hikayesi ve ilticadaki önemi ile ilgili video çalışmamızı izlemek için tıklayınız.

Aşağıda ifade edeceğimiz gibi genel olarak toplarsak:
Az önce vermiş olduğum bilgi ve belgelerde görmüş olduğunuz gibi ben, şu sosyal gruba mensup bir öğretmenim. (Buyrun efendim öğretmenlik belgem.) En son Gökyüzünü Sevenler Okulunda 2013-2016 yılları arasında fizik öğretmeni olarak çalıştım. (Buyrun belgesi.) Gezegenler Okulunda 2010-2013 yılları arasında Türkçe öğretmeni olarak çalıştım. (Buyrun belgesi.) 2006-2010 yılları arasında Astronomi Üniversitesinde Uzay bölümünü okudum. (Buyrun belgesi.) 2012-2016 yılları arasında ise ABC Lisesini okudum. (Buyrun belgesi.) Lise yıllarında üniversite hazırlık kursuna giderken şu sosyal grup ile tanıştım. Üniversite yıllarında bu sosyal grubun yurtlarında kaldım. (Buyrun belgesi, fotolar ve videolar.) Kalmış olduğum bu yurt, 23 Temmuz 2016 tarih ve 667 sayılı KHK ile kapatılmıştır. (Buyrun belgesi.) Üniversite bittikten sonra ise çalıştığım okullarda öğretmenlik faaliyetlerimin dışında öğrencilerimizi Bilim Olimpiyatlarına hazırlıyordum. (Buyrun belgesi.) Aynı zamanda kişisel gelişimlerine yönelik seminer ve konferanslar veriyordum. (Buyrun belgesi.)

Devamen:
Aynı zamanda başarılı öğrencilerin başarılarının devamını artırmak; başarısız öğrencilerin ise başarılı hale getirmek için veli ziyaretleri yapardım. (buyrun belgesi, fotoğraf ve videolar.) (Almanya’da veli ziyaretleri genelde başarısız öğrencilere yapılmaktadır.) Bu sebeple hem çevrem hem toplum hem devlet tarafından bu sosyal gruba mensup, aktif, tanınan, bilinen, önde gelen insanlardan birisiydim. (Buyrun başarı takdir
belgelerim.) 17-25 Aralık 2013 tarihinden 15 Temmuz 2016 tarihine kadar hükümetin baskısı çerçevesinde yalnızlaştırıldım, itibarsızlaştırıldım. Hatta hükümetten korkan velilerimiz, öğrencilerimizi çalıştığım okuldan almaya başladılar, bunların okuluna çocuklarınızı gönderirseniz siz de başınıza geleceklere hazır olun, diyerek velilerimizi tehdit ettiler, (Bkz. https://www.oktayozdemir.com.tr/sss/16-ihrac-kriteri-nedir/). İnsan içerisine çıkamaz hale getirildim.

Devamen:
15 Temmuz’dan sonra ise vatan haini ve … ilan edildim. Komşularım, mahalleli vs. tarafından mobbinge maruz kaldım. İfadeye etmeye terbiyemin müsaade etmediği hakaretler ve küfürlerle karşı karşıya kaldım. İhbar edilme korkusuyla evimi taşımak zorunda kaldım. (Buyrun belgesi.) Fakat, … tarihinde hakkımda yapılan asılsız ihbar ve fişleme yüzünden, devlet tarafından hakkımda vatan hainliği ve şu sosyal gruba üye olma, finansal destek verme, onur kırıcı, aşağılayıcı, kanunsuz ve haksız yere hakkımda siyasi kovuşturma açıldığını öğrendim. Bu yüzden yaşam, özgürlük, can güvenliğim; tehdit, tehlike, risk altında olduğu için ülkemi terk etmek zorunda kaldım.

Ev hanımlarının konumlandırma örneği ile ilgili videomuzu izlemek için tıklayınız.
Sosyal gruplar ile irtibat, iltisak ve mensubiyet nasıl anlatılabilir, izlemek için tıklayınız.
Konumlandırmada kendinizi nasıl anlatabilirsiniz, izlemek için tıklayınız.

Konumlandırmada Verebileceğiniz Belge Örnekleri
-Mesleki kimlik kartlarınız
-Çalışma belgeleriniz
-SSK dökümleriniz
-Kişisel gelişim, seminer, kurs sertifikalarınız
-Takdir, teşekkür, onur belgeleriniz
-Katıldığınız etkinlik, faaliyet belge ve fotoğraf çıktıları
-Diploma, yüksek lisans, TOEFL vb. gibi kişisel kariyerinizle alakalı belgeler
-Referans mektupları, hakkınızda düzenlenmiş referans tavsiye mektupları
-Mağduriyetinize neden olan sosyal grup vb. yapılarla irtibat, iltisak, mensubiyetinizi gösteren bilgi ve belgeler, e-posta çıktıları gibi.

2) SİYASİ KOVUŞTURMA

Konumlandırmayı yaptıktan sonra hakkınızdaki hukuksuzlukları anlatmaya geçmelisiniz. Hukuksuzları anlatmanızın Almanya Anayasası’ndaki karşılığı Almanya Anayasası’nın 1, 2, 3, 4 ve 5. fıkralardır. Bu fıkralara göre hakkınızda bir siyasi kovuşturma var mı, bakacaklar, aynı zamanda siyasi kovuşturma şartlarına uyup
uymadığına bakacaklar.

Anayasa Madde 16-a [Siyasi Sığınma ya da Azul Hakkı]
16-a (1) Siyasi nedenlerle kovuşturulanlar, sığınma hakkına bu maddeye göre, devletin hakkınızda yapmış olduğu hukuksuzluklarla ilgili bilgi ve belgeleri sunmanız gerekir. Örneğin; arama, yakalama, tutuklama, soruşturma, iddianame, açığa alınma, fişleme, ihbar, işten atılma, pasaport iptali, KHK’lar, uzun gözaltı ve hükümsüz tutukluluklar, hapis hükümleri, polis tutanakları, medya ve sosyal medyada adres gösterilme ve ihbar edilme, iletişim kanallarından tehdit mesajları vb. belgeleri vererek hakkınızda kovuşturma olduğunu delillendirmiş olacaksınız. Siz vatan haini ve terörist olmadığınız halde, devletin sizi bu kefeye koyması bir siyasi kovuşturma değil, siyasilerin hukuku kullanarak yaptıkları bir siyasi itibarsızlaştırmadır. Kendinize sorunuz, hakkınızda yakalama kararı var, siz suçlu musunuz?

16-a (2) AB’nin bir üye devletinden veya Mültecilerin Hakları Hakkında Antlaşmanın ve Avrupa İnsan Hak ve Özgürlüklerin Korunması Hakkında Sözleşmenin fiilen uygulandığı üçüncü bir devletten giriş yapan kimse (1). fıkradan (siyasi sığınmadan) yararlanamaz .
Açıklama: Hakkınızda her ne kadar siyasi kovuşturma olsa da güvenli bir ülkeden gelmiş iseniz hakkınızda yapılan siyasi kovuşturma geçerli olmamaktadır. Hukukun işlediği düşünülmektedir. Bu nedenle ülkeniz ya da yaşadığınız ülkede size yönelik hukukun işlemediği ve sizin için güvenli olmadığı üzerinde durmalısınız.
Bu kanuna göre güvenli ülke kriterleri su şekilde belirlemişler:
a) AB üye ülkesi ise (Türkiye müzakere yapmaktadır.)
b) 28 Temmuz 1951 tarihli BM Mülteci Hakları Sözleşmesi uygulanıyorsa (Türkiye’de yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteci bulunmaktadır.) Güvenli ülkeden iltica edenlerin kabul-ret durumu için tıklayınız.
c) 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bir ülkede uygulanıyorsa orası “güvenli ülke” anlamına gelmektedir. Bundan dolayı her ne kadar bunlar Türkiye’de uygulansa da sizin kendinize yönelik bu şartlar uygulanmadığı için sizin için ülke güvenli değildir ve yapılan uygulama, onur kırıcı, aşağılayıcı, haksız, kanunsuz işlem ve ceza tezi üzerinde durmalısınız.
1. cümlenin koşullarını yerine getiren Avrupa Birliği dışındaki devletler, Federal Konsey tarafından onaylanmış bir yasayla belirlenir. 1. cümlede belirtilen hallerde, oturumu sona erdiren işlemler, kanun yollarına, başvurulara bakılmaksızın uygulanabilir.

16-a (3) Federal Konsey’in onayını gerektiren bir yasa ile hukuk düzenlerine, hukukların uygulanmasına (yani “normal hukuk işlemiş ve serbest kalmış” iseniz) ve genel siyasi koşullarına göre siyasi kovuşturma, insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza veya işlemler olmadığı konusunda sakınca bulunmayan devletler belirlenebilir. Böyle
bir devletten gelen yabancı, siyasi kovuşturmaya uğradığını gösteren olgular sunmadığı sürece (somut belgeler), kendisinin siyasi kovuşturmaya uğramadığı varsayılır.
Açıklama: Bu kanunun 16-a (3) maddesine göre mağduriyetinizi anlatmak için verdiğiniz siyasi kovuşturma belgelerinin siyasi kovuşturma sayılabilmesi için aranan şartlar şunlardır:

16-a (3a) Yaşadığınız ülkede normal hukuk işliyorsa ve siz de sabit suçlu iseniz yapılan işlem hukuka uygun olduğu için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1. maddenin (c) fıkrasına ve 8. maddeye aykırı olmadığı için yapılan işlem siyasi kovuşturma olarak sayılmamaktadır. Bu nedenle size yönelik yapılan hukuksuzlukları kalem kalem kronolojik sıralamaya göre anlatmalısınız. Hapis yatmışsanız, “Serbest kaldım.” dediğinizde raportör sonrasında “Hukuk işlemiş, serbest kalmışsınız.” olarak düşünecektir.

16-a (3b) Size yapılan hukuksuzluğun siyasi kovuşturma sayılabilmesi için, olay sırasında ve neticesinde siyasi kovuşturma, insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza, muamele veya işlemler olup olmadığına bakılacaktır. Bu sebeple raportörün anlamasını beklemeyiniz, siz yapılan işlemin onur kırıcı, aşağılayıcı, kanunsuz cezai bir işlem olduğu; haksız yere yaşam, özgürlük ve can güvenliğinizin tehlike altına girdiği üzerinde durmanız gerekmektedir.
Örneğin; Herhangi bir hukuki işlem ve tebligat yapılmadan açığa alınıp isminizin bir vatan haini-terörist gibi sanki Western filmlerindeki (WANTED) gibi, tüm dünyaya KHK ile arananlar listesi gibi afişe edilmesi aşağılık bir uygulamadır.

16-a (3c) Siyasi kovuşturmanın neticesini anlatırken mümkün mertebe somut belgeler üzerinden konuşunuz. Örneğin; Yapılan işlemin onur kırıcı ve aşağılayıcı cezai bir işlem olduğu üzerinde dururken bu sürecin hangi aşamadan bugünkü aşamaya geldiği üzerinde de durmalısınız.
Örneğin; 17-25’ten itibaren başlayan itibarsızlaştırma çalışmalarının 15 Temmuz’dan sonra vatan haini ve terörist ilan edilecek kadar aşağılık bir hal alması, devletin sizi korumadığını, korumak istemediğini bu yüzden de hakkınızı savunacak adil bir mekanizmanın olmaması, size yönelik yapılan bir hukuksuzluğun delilidir. Özellikle yurt dışında çalışanlara yönelik, elçiliklerin medya ve sosyal medya üzerinden ve konsolosluğa ait WEB siteleri üzerinden, aynı zamanda medya ve sosyal medya irtibatlarıyla hatta seminer ve konferanslar düzenleyerek sizleri ihbar ve fişleme yapmaları da onur kırıcı, aşağılayıcı bir uygulama olarak siyasi kovuşturmaya delil olarak gösterilebilir.

16-a (4) Oturumu sona erdiren işlemlerin yürütülmesi, 3. fıkrada yazılan veya açıkça asılsız olan veya sayılan hallerde, mahkeme tarafından ancak işlemin yasallığı konusunda ciddi kuşkuların bulunduğu halde durdurulabilir; incelemenin kapsamı kısıtlanabilir ve geciken iddia ve savunmalar göz önünde tutulmayabilir . Ayrıntılar yasa tarafından belirlenir.
UYARI: Hakkında siyasi kovuşturma olmadığı halde varmış gibi beyanda bulunmak, sahte evrak vermek, asılsız bilgi ve beyanlarda bulunmak, ilticanın reddine neden olacaktır ve kriminal incelemede evrakların
gerçek olmadığı tespit edildiği takdirde, hakkınızda siyasi kovuşturma olmadığı varsayılacaktır. Evraklara, fotokopi de olsa, kriminal inceleme yapılmaktadır.

16-a (5) Avrupa Birliği üye devletlerinin kendi aralarında ve üçüncü devletlerle akdedilen ve sığınma istemlerinin incelenmesi ile sığınma kararlarının karşılıklı tanınması konusunda yetki ve görevleri düzenleyen sözleşmeler, Mültecilerin Hakları Hakkında Antlaşma’nın ve Avrupa İnsan Hak ve Özgürlüklerin Korunması
Hakkında Sözleşme’nin yükümlülükleri göz önünde bulundurulmak ve bunların taraf devletlerde fiilen uygulanması kaydıyla, 1. ila 4. fıkralar aykırı sayılmaz.
Açıklama: Bir kişi hakkında siyasi kovuşturma yoksa ya da sahte bilgi ve belgeler sunmuş ya da asılsız beyanda bulunmuş ise bu kişiler Schengen dışına deport edilme durumuyla karşı karşıyadır. Deport edilirken BM Mülteci Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin uygulandığı herhangi güvenli bir ülkeye gönderilebilirler. Sadece zulme uğradığı ya da uğrayacağı düşünülen ülkelere gönderilmezler.

KHK mağdurları ve KHK’lıları nelerin beklediği ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.
İlticada polis tutanağının önemi ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.
Siyasi kovuşturmaları anlatma yöntemleri ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

3) TAKİP

Almanya Oturum Kanunu Madde 60-a’ya göre toplum ve neticesinde yakalanan kişi yakalandığında hapse atılacaksa, işkence görecekse, onur kırıcı ve aşağılayıcı işlem ve cezaya maruz kalacaksa, bu kişinin yaşam özgürlük ve can güvenliği tehdit, tehlike ve risk altında demektir. Bu sebeple ülkesine geri gönderilemez. Raportör bu gerekçelerin sizde olup olmadığına Oturum Kanunu madde 60’ın maddelerine göre karar vermektedir.

Oturum Kanunu Madde 60 (Sınır Dışına Sürme Yasağı)
(Oturum Kanunu 60.1 1. Paragraf: Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin 28 Temmuz 1951 tarihli Anlaşma’nın (Federal Resmi Gazete 1953 II s. 559) uygulaması çerçevesinde bir yabancı; ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri nedeniyle hayatının veya özgürlüğünün tehdit altında bulunduğu bir devlete gönderilemez.)
Açıklama: Raportör bu maddeye göre, kendi ülkenize ya da geldiğiniz ülkeye sizi geri gönderdiğinde, devletiniz sizi takip edip haksız yere hapse atacak mı? Uzun süre tutuklu kalıp özgürlüğünüzden olacak mısınız? Aynı zamanda yaşama hakkının elinizden alınıp alınmadığına da bakacaktır. Örneğin, hapiste hasta olsanız (eğer hastalığınız varsa) en az 40-50 dilekçeden ya da ölmeye yakın aşamadan sonra hastahaneye kaldırılma ve yarım yamalak tedavi uygulanmaktadır. Sokağa çıkamaz hale gelmeniz, çevreniz tarafından baskı ve ayrımcılıklar yaşama hakkına örnek verilebilir.

(Oturum Kanunu 60.1 2. Paragraf: Bu hüküm, Federal Almanya’da yabancı mülteci statüsünü taşıyan veya Federal Almanya dışında, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Anlaşma kapsamında yabancı mülteci olarak tanınmış olan yabancılar için de geçerlidir.)
Açıklama: Bir kişi Almanya’da ya da Almanya dışında başka bir ülkeye iltica etmiş olsa bile eğer kendi ülkesine geri gönderildiğinde haksız yere hapse atılacaksa ve yaşam veya özgürlüğünden olacaksa bu kişiler Almanya’dan geri gönderilemez. Gönderilmemek için somut gerekçelere ihtiyaç bulunmaktadır.

(Oturum Kanunu 60.1 3. Paragraf: Belirli bir sosyal gruba mensubiyet nedeniyle takibat, yabancının hayatına, vücut bütünlüğüne veya özgürlüğüne yönelik tehdidin sadece cinsiyete (eş cinsel bile olsa) bağlı olması halinde de mevcut olabilir.)
Açıklama: Bu madde, eş cinseller için de geçerlidir. (eş cinseller, LGBT+ vb. derneklere üye olduklarını ispat ederlerse bu maddeden yararlanabilir). Ancak sosyal grup mensubiyetlerinde takibat (Toplum ve devlet takibini ve yakalandığınız takdirde sizin başınıza neler getireceğini anlatınız.), (Raportör, yakalandığınızda ya da hapse atıldığınızda) hayatınızın, vücut bütünlüğünüzün veya özgürlüğünüzün; tehdit, tehlike, risk altında olup olmadığını görmek isteyecektir.

Takibat, Takip Örneği:
Takibi önemseyin, nasıl takip edildiğinizi anlatın. Devlet takibini salt fiziki takip olarak algılamayın, evraksal ya da dijital takip olarak da düşünebilirsiniz:
Örneğin;
1. Açığa alınma
2. İhbar, fişleme
3. KHK ile atılma
4. Soruşturma
5. İddianame
6. Hüküm
7. Adli kontrol
8. İstinaf kararı
9. Yargıtay kararı
10. Yakalama-tutuklama kararları
11. Polis tutanağı (ev baskını vs.)
12. Pasaport iptali

Bu 12 maddenin tamamı devletin sizi takip ettiğinin, peşinizi bırakmadığının delilidir. Görüldüğü gibi devlet peşinizi hiç bırakmamış, sürekli işlem yapmış yani sizi takip etmiş. O zaman bu işlemleri yapan bir devlet, sizi haksız yere tutuklayıp haksız yere hapse de atacaktır. Raportör böyle bir takibin sizde olup olmadığını anlatımlarınızdan öğrenmek isteyecektir. Bu bilgileri ve belgeleri veriniz.)

(Oturum Kanunu 60.1 4. Paragraf: 1’inci cümle anlamında takibat;
a) Devlet tarafından,
b) Devlete veya devletin egemenlik alanının önemli bölümlerine hükmeden partiler veya örgütler tarafından veya
c) Uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere (a) ve (b) bentlerinde belirtilen aktörlerin; ülke içerisinde bir kaçış alternatifinin mevcut olması hali dışında ülkede devletin yönetim gücünün mevcut olduğu veya olmadığı durumu dikkate alınmaksızın kanıtlanmış bir şekilde takibata karşı koruma sağlayacak durumda olmamaları veya bu iradeye sahip olmamaları halinde gayriresmî aktörler tarafından yapılabilir, ülke içinde başka bir kaçış seçeneğinin olması halinde, durum başkadır.)

İlticada polis tutanağının önemi ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

Açıklama: Takibatla ilgili a, b, c maddeleri raportörlerin en çok ret verdiği maddelerdir. Çünkü devlet ya da devlet dışı kurumlar (parti, mafya, aşiret, aile) sizi takip ediyorsa, bu sizin özgürlüğünüze ve yaşamınıza kast edecek ve yaşamınızı risk altına alacak anlamına gelmektedir. Bu nedenle;
1. Size zulüm uygulayanlardan siz kaçabiliyor musunuz konusuna bakacaktır, kaçabiliyorsanız iltica etmenize gerek yok düşüncesi oluşacaktır. Örneğin Kürtler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da aşiret probleminden dolayı yaşayamıyor ancak Batı Anadolu’ya kaçıp yaşayabiliyorlar, bu çerçevede ülkenin genelinin sizin için güvensiz olduğu konusu üzerinde durmanız gerekmektedir. Kaçabilecek hiçbir yeriniz yoktur.
2. Zulmedenlere karşı siz kendinizi koruyabiliyor musunuz ya da koruyabilecek devlet, aşiret ya da arkadaş
var mı, konusuna bakılıyor. Eğer sizi koruyan biri varsa (süreçten hemen sonra akrabamın yanına gittim, orada kaldım… ya da hem devletten kaçıyorsun hem devlete pasaport almaya gidiyorsun… bunlar yanlış ifadeler.) iltica etmenize gerek yok gözüyle bakacaklardır, bu nedenle sizi koruyan bir Ebu Talib olmadığı üzerinde durmalısınız.
İlticadan nasıl ret alınır konusuyla ilgili video çalışmamız için tıklayınız.
Devlet takibi nasıl anlatılmalıdır konusuyla ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

(Oturum Kanunu 60.2) Bir yabancı, işkenceye veya insan onuruna aykırı veya aşağılayıcı bir muameleye veya cezaya tabi tutulması yönünde somut tehlikenin mevcut olduğu bir devlete gönderilemez.

Eğer ülkenize geri gönderildiğinizde, hakkınızda haksız ve hukuksuz bir cezai işlem yapılacaksa, bu yapılan işlemi siz aslında hak etmediğiniz halde itibarsızlaştırılıyor iseniz, onur şeref ve haysiyetiniz yerle bir ediliyorsa, KHK veya sosyal medya gibi uygulamalarla dünyaya vatan haini ve terörist olarak haksız yere yaftalanıp aşağılanıyorsanız, bu bir aşağılık uygulama ve cezadır. Bu durumda haksız yere sanki bu suçu işlemiş gibi ceza yatacaksınız. Raportör size yapılan bu haksızlığı görmelidir. Takdir edilen, başarı belgeleri olan bir insanken insan içine çıkamaz hale getirilişinizi yaşadıklarınız eşliğinde örnek olarak anlatabilirsiniz.

(Oturum Kanunu 60.3) Bir yabancı, bir suç nedeniyle arandığı ve ölüm cezasına çarptırılma veya bu cezanın icra edilmesi tehlikesinin bulunduğu bir devlete gönderilemez. Bu hallerde suçluların iadesine ilişkin mevzuat uygulanır.

2005 yılında Türkiye’de idam kalkmıştır, ancak idamdan beter bir madde olan 696 sayılı KHK’ınn 121. maddesi sivillerin silahlanması ve sivillerin başka bir sivili öldürmesinde yargılanmamasının önünü açmıştır. Eskişehir’deki akademisyenleri katleden katil akademisyenin yargılanmaması gibi. Sanki yeniden yapılanma varmış gibi yeniden yapılanma çerçevesinde operasyonlar yapılmaktadır, bu da bu KHK’nın yürürlükte olduğunun ve tehlikesinin delilidir.

696 sayılı KHK’nın 121. maddesi ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

(Oturum Kanunu 60.4) Başka bir devletin usulüne uygun iade talebinde veya iade talebi ile bağlantılı bir tutuklama talebinde bulunması halinde yabancı, iade kararının alınmasına kadar, sadece Ceza Davalarında Uluslararası Adli Yardımlaşma Hakkındaki Kanun’un 74’üncü maddesine göre iade etme izni verilmesi için yetkili dairenin muvafakatıyla bu devlete gönderilebilir.
Açıklama: İlticayı gerektirmeyen adi ya da ağır suçlar işlemişseniz; uyuşturucu, adam yaralama/öldürme, hırsızlık, kara para aklama, vergi kaçakçılığı vb. usulüne uygun iade talebi bulunursa, geri gönderildiğinizde idam edilmeyecekseniz, usulüne uygun iade işlemi uygulanır. Bu nedenle iltica eden kişiler, iddia edilen suçlamalarla ilgili mağduriyet ve masumiyetini somut belgelerle ifade etmelidir.

(Oturum Kanunu 60.5) 4 Kasım 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (Resmi Gazete 1952 II s. 686) hükümlerine göre sınır dışına sürmenin yasal olmadığının anlaşılması halinde bir yabancı sınır dışına sürülemez.
Açıklama: Almanya’da ret alanlara uygulanan maddelerden birisi de bu maddedir. Kendi ülkenize ya da başka bir ülkeye gönderildiğinizde, o ülkelerde insan hakları uygulanıyorsa ya da mülakattaki sunumunuzda insan hak ve hürriyetlerinizde bir mağduriyet oluşmadığına dair bir kanaat raportörde oluşursa ret verecektir. Bu nedenle insan hakkı ihlallerinizi örnekleriyle anlatınız. (Bkz. s. 73-81)

(Oturum Kanunu 60.6) Başka bir devlette cezai takibata uğranılabilme ve cezalandırılabilme yönünde genel bir tehlikenin mevcut olması ve 2-5’inci fıkra hükümlerinden başka bir sonuç ortaya çıkmaması halinde bir başka devletin hukuk düzenine göre yasal cezaya çarptırılmaya yönelik somut bir tehlikenin mevcudiyeti, sınır dışına sürmeye engel teşkil etmez.
Açıklama: Suçluysan ve suçun insan hak ve hürriyetlerini ihlal etmiyorsa ayrıca o ülkeye gönderildiğinde idam, işkence ve can güvenliğin tehlikede değilse cezanızı çekmek için o ülkeye gönderilebilirsiniz. Dolayısıyla başvurucuların bu maddeyi çürütmeleri gerekmektedir. Baskı, zulüm, işkence ve savaştan kaçan birisi masumiyetini ve mağduriyetini dikkate aldığında bu maddenin muhatabı değildir.

(Oturum Kanunu 60.7) Bir yabancının vücudu, hayatı veya özgürlüğü için önemli ve somut bir tehlikenin söz konusu olduğu başka bir devlete gönderilmesinden sarfınazar (vazgeçme) edilmelidir. Bir yabancının uluslararası veya ülke içinde silahlı bir çatışma çerçevesinde bir halk grubu mensubu olarak vücudu ve hayatı için önemli bir bireysel tehlikeye maruz olduğu başka bir devlete gönderilmesinden sarfınazar (vazgeçme) edilmelidir. Bu devlette, halkın veya yabancının mensubu bulunduğu halk grubunun genel olarak maruz kaldığı tehlikeler, 60-a maddesinin 1’inci fıkrası 1’inci cümlesine göre verilecek kararlarda dikkate alınır.
Açıklama: Bu madde Almanya’da en çok ret verilenlerin gerekçelerinden biridir. Türkiye’de ya da Türkiye dışında çalışanlar için ya da Yunanistan gibi transit kullanılan ülkeler için uygulanılan bir maddedir. Raportör olumsuz karar vermek istediğinde sizi kendi ülkenize göndermeyebilir.
(Kesin deport kararı verildiğinde, 3 aydan fazla oturumunuzun olduğu ülkeler ya da sizin vizesiz gidebileceğiniz ülkelerin listesini istiyorlar, o ülkelerden kabul eden herhangi birine sizi gönderiyorlar.) Ancak sizi vizesiz olan ülkelere gönderdiğinde uygulanan maddedir.
Örneğin;
 Sizi Kosova’ya, Moğolistan’a, Pakistan’a, Azerbaycan’a, Moldova’ya, Ukrayna’ya iade etmiş olsa, raportör başınıza bir şey gelmeyeceğini düşünmekte ve gönderim kararını uygulamaya sokmaktadır. Sizin bunu çürütmeniz lazım. Bulunduğunuz ülkeyle Türkiye’nin suçlu iade anlaşması var mı, o ülkeye gönderildiğinizde hapse atılma, kaçırılma riskiniz var mı, varsa somut gerekçelerle neden gönderilemeyeceğinizi anlatmanız, bu maddeyi çürütmeniz lazım.
Örneğin; Moğolistan’daki kurumlarda öğretmen olarak çalışan birisi, Türkiye’yle Moğolistan arasında suçlu iade anlaşmasının olduğunu, büyükelçiliğin menfi propagandalarının medya ve sosyal medya üzerinden devam ettiğini, beraber çalıştığınız meslektaşlarınızın BM’ye sığındığı halde kaçırıldığını, oturumlarının iptal edilerek savunmasız ve korunmasız hale getirildiklerini; takdir edilen, sevilen ve sayılan bir insanken Moğol medyasında parmakla gösterilen, ifşa edilen bir insan haline geldiğinizi, ülkede kaçacak bir yerin ve sizi koruyacak hiç kimsenin ve kurumun bulunmaması nedeniyle benim için bu ülke güvenli değildir.

Yunanistan ve Dublin meselesi ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

(Oturum Kanunu 60.8) 1’inci fıkra; yabancının, önemli nedenlerden ötürü Almanya Federal Cumhuriyeti’nin güvenliği açısından bir tehlike olarak telakki edilmesi veya bir cürüm ya da özellikle ağır bir yasa ihlali sonucu en az 3 yıllık kesinleşmiş bir hapis cezasına çarptırılmış olması nedeniyle toplum için bir tehlike oluşturması halinde uygulanmaz. Aynı hüküm yabancının iltica işlemleri kanununun 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrası şartlarını yerine getirmesi durumunda geçerlidir.
Açıklama: İlticaya sebep olan mağduriyet ve mazlumiyetle Almanya Toplumuna tehdit oluşturacak ve 3 yıldan fazla ceza almış ağır suçları (uyuşturucu, cinayet, kara para, vergi kaçakçılığı vb.) ayırmanız gerekmektedir. Türkiye’de darbe girişimi sonrası KHK ile kapatılan kurumlarda çalışanlar ya da KHK ile atılanlar için verilen 3 yıl üzeri ceza alanlar bu kapsama girmemektedir.

(Oturum Kanunu 60.9) İltica talebinde bulunmuş bir yabancıya, 8’inci fıkrada belirtilen hallerde, iltica işlemleri kanunu hükümlerinden farklı olarak sınır dışına sürme ihtarı verilebilir ve sınır dışına sürme icra edilebilir.
Açıklama: İlticayı hak etmeyen bir kişi (uyuşturucu, cinayet, kara para, vergi kaçakçılığı vb.) 8. maddeye göre deport kararı uygulanır.

(Oturum Kanunu 60.10) 1’inci fıkrada belirtilen şartların kendisi için söz konusu olduğu bir yabancının sınır dışına sürülmesinin gerekli olması halinde, sınır dışına sürme ihtarının yapılmasından ve ülkeyi terk etmesi için uygun bir süre verilmesinden sarfınazar edilemez. İhtarda, yabancının gönderilemeyeceği devletler belirtilir.
Açıklama: Raportör deport etmeye karar verdiyse mahkemeden uygulanmasını talep ettiği maddelerden bir tanesidir. Bu nedenle mahkemeden de kesin deport kararı alırsanız kendi ülkeniz dışında gidebileceğiniz ülkelerin listesini vermeniz gerekmektedir.

(Oturum Kanunu 60.11) 2’nci, 3’üncü ve 7’nci fıkranın 2’nci cümlesine göre sınır dışına sürme yasağının tespiti için Avrupa Konseyinin 29 Nisan 2004 tarih ve 2004 83/EG sayılı Üçüncü Ülke Vatandaşlarının veya Vatansızların veya Başka Bir Uluslararası Himaye Arayan Kişilerin Mülteci Olarak Tanınmasına ve Hukuksal Statülerine ilişkin Asgari Normlar ve Sağlanan Himayenin içeriği hakkındaki Direktifinin (Avrupa Birliği Resmi Gazetesi No:L 304 s. 12) 4’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası; 5’inci maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkrası; 6 ve 8’inci maddesi geçerlidir.
Açıklama: Raportör Oturum Kanunu 60’ın 2, 5 ve 7. maddelerini deport kararı olarak uygulamak istediğinde kapsayıcı madde olarak bunu göstermektedir. Asıl önemli olan 2, 5 ve 7. maddelerden geçmenizdir.

Almanya Anayasası 16-a ve Oturum Kanunu Madde 60-a (siyasi mağduriyetler,siyasi kovuşturma)’ya göre sunumunuzu yaptığınız takdirde “azul” denilen siyasi sığınma hakkını elde edeceksiniz. Ancak hukuki belgeleriniz güçlü değilse savunmanızı Almanya İltica Yasası 3.1, 3-a ve İnsan Hakları İhlaline (insani mağduriyetler) göre yaparsanız sizlere “fluchling” denilen mülteci hakkı verilecektir.

5) İNSANİ MAĞDURİYETLER (MÜLTECİ HAKKI)

5.1) KORKULAR

Almanya İltica Yasası 3. Madde 1. Fıkra (Almanya İltica Yasası 3.1)
Bir yabancının 28 Temmuz 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşme’de (Federal Resmi Gazete II, s. 559 560) tanımlandığı şekliyle mülteci statüsünde kabul edilebilmesi için; ırkı, dini, uyruğu, siyasi düşünceleri ve belirli bir sosyal gruba mensubiyeti yüzünden vatandaşı olduğu ülkede zulme uğrayacağına dair haklı nedenlere dayalı korkularının bulunması.
Açıklama: Almanya İltica Yasası, 28 Temmuz 1951 tarihinde BM Mülteci Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesini referans alarak kendi iltica yasasının 3. maddesine koymuştur. Bu nedenle raportör, mültecinin zulme uğrayacağına dair somut korkularının olup olmadığına bakacaktır. Korkularınızı anlatırken neticesinde size yönelik hapis, işkence, linç, insanlık dışı uygulama, aşağılayıcı kanuni işlem ve cezaların olacağını, haksız yere bunların başınıza geleceğini anlatınız, beden dilinizi de kullanarak raportörü ikna etmeye çalışınız.

(Almanya İltica Yasası 3.1-a) Vatandaşı olduğu ülkenin korumasından yararlanamaması veya yararlanmak istememesine yol açan korkular taşıması.
Açıklama: Kendi devletinizin ya da yaşadığınız ülkenin sizi korumaması, korumak istememesi ya da siz onların sizi koruyacağına dair inanmama yönünde korkunuzun bulunması, yani pasaport çıkartmak için elçiliğe gidemiyorsunuz, çünkü alıkonulma ihtimaliniz var. O ülkede bulunamıyorsunuz, çünkü ülkenize iade edilme korkunuz var. Kendi ülkenizde notere, nüfus müdürlüğüne, savcılığa, hastahaneye gidememe korkunuz var, gittiğiniz takdirde hakkınızdaki yakalama-tutuklama işleminden dolayı haksız yere hapis yatma korkunuz var.

(Almanya İltica Yasası 3.1-b) Bu korkularından dolayı vatandaşlığını taşıdığı ve önceden ikamet ettiği
ülkesinin dışında halen vatansız kimse olarak yaşıyor olması, bahse konu korkuları nedeniyle vatandaşı olduğu ülkesine dönememesi veya dönmek istememesi nedeniyle vatandaşı olduğu ülke dışında ikamet ediyor olması şartları aranır.
Açıklama: Kaçırılma korkusu, kendi ülkeniz dışında artık vatansız kalma korkusu, önünüzü görememe, ne yapacağınızı bilememe endişe ve korkuları, kendi ülkenize geri dönememe korkusu, geri döndüğünüz takdirde yakalanıp hapse atılma korkusu başlıca korkulardandır.

Korku ve zulümler nasıl anlatılabilir adlı video çalışmamız için tıklayınız.

5.2) ZALİMCE EYLEMLER

(Almanya İltica Yasası 3-a 1) Eylemin doğası itibariyle başta Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin 15. maddesinin 2. fıkrasıyla güvence altına alınan haklar olmak üzere temel insan haklarını şiddetli bir şekilde ihlal edici nitelikte olması gerekir.
(Almanya İltica Yasası 3-a 2) Alınan önlemlerin bir bütün olarak yukarıda değinilen nitelikte insan haklarını ihlal edici nitelikte olması gerekir.
Açıklama: Kanunda görüldüğü gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde bahsedilen Temel İnsan Hak ve
Hürriyetleri; zorla, zorbalıkla, şiddetle ihlal edilirse buna zulüm denilmektedir. Şiddetle ihlal edilmek için yapılanlara da zalimce eylem denilmektedir. (Bkz. s. 73-81)

Zulüm ve zalimce eylemler nelerdir, nasıl anlatılabilir, adlı video çalışmamız için tıklayınız.

Almanya İltica Yasası 3-a Maddesine Göre Diğer Zalimane Uygulamalar:
-Cinsel şiddet de dahil olmak üzere fiziksel ve psikolojik şiddet içeren eylemler, ayrımcı nitelikte olan veya ayrımcı bir şekilde uygulanan yasal, idari, kolluk veya yargısal önlemler, orantısız veya ayrımcı nitelikte adli kovuşturma veya cezalandırmalar.
-Orantısız ve ayrımcı nitelikte cezalandırmaya neden olan adli temyiz hakkının engellenmesi.
– Belirli bir cinsel gruba veya çocuklara yönelik eylemler, bu Kanun’un uygulanması bakımından zalimce eylem kapsamına girer.
Zulme karşı geçici tedbirler zulme karşı koruma değildir. Zulme ve zalimce eylemlere karşı kesintisiz ve sürekli olmak zorunda olmaktadır.
Raportörün baktığı taraf, zulüm uygulayıcılarına karşı savunmasız olup olmadığınızdır.

6) İKİNCİL KORUMA

(Almanya İltica Yasası 6) İkincil Koruma
Açıklama: Siyasi sığınma ve mülteci korumasının dışında verilen üçüncü bir koruma türüdür. Almanya İltica Yasası 4.1’e göre verilir. Bu koruma türüne ikincil koruma denir. Bu koruma türünde oturum uzatmaları yıllık bazda yapılır. Ülkenizde şartlar iyileştiğinde bu korumaya sahipseniz geri gönderilme ihtimali vardır ama siyasi sığınma ve mülteci hakkında geri gönderilme yoktur. İkincil korumayı alan birisi mahkemeye itiraz yoluyla siyasi sığınma ve mülteci hakkını elde edebilmektedir. İkincil korumada olmazsa olmaz şart, ülkenize gönderildiğinizde ciddi tehlikelere maruz kalıp kalmadığınızdır.

Siyasi sığınma, mülteci sığınması, ikincil koruma sığınması nedir, adlı video çalışmamız için tıklayınız.

(Almanya İltica Yasası 4.1) Geri gönderildiği takdirde menşe ülkesinde ciddi tehlikelere maruz kalacağına dair kuvvetli emareler sunan bir yabancı ikincil koruma hakkından yararlanabilir.
Ciddi tehlikeler:
-Ölüm cezasına mahkûm olmak veya ölüm cezasının infaz edilecek olma riski,
-İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalma riski,
-Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşma risklerini içerir.
Açıklama: Ciddi tehlikelerin silsile halinde size doğru nasıl yaklaştığını ve nasıl bir tehlike olabileceğini düşününüz ve bunları kronolojik sıraya göre anlatınız.

Ciddi tehlikeler nelerdir, nasıl anlatılabilir, adlı video çalışmamız için tıklayınız.

7) ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI

Açıklama: Raportörler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 5’te bahsedilen özgürlük ve güvenlik hakkınızın olup olmadığına da bakmaktadır. Bu sebeple size yönelik adil yargılanmanın olmadığını, hukukun size yönelik orantısız şekilde işlediğini, size adil yargılanmanın uygulanmadığını anlatmanız gerekir. Aksi takdirde anlatımlarınızdan hukuk işlemiş, serbest kalmışsınız ya da bugüne kadar size bir şey olmamış gözüyle bakılabilir. Aşağıdaki maddeleri çürütmeniz gerekir:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 5 (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı)
Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir. Aşağıda belirtilen haller dışında ve yasanın ön gördüğü usule uygun olmadan hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz:
1.a) Kişinin yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş mahkumiyet kararı sonrasında yasaya uygun olarak tutulması;
2.b) Kişinin bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara uymaması sebebiyle veya yasanın ön gördüğü bir yükümlülüğün uygulanmasını sağlamak amacıyla yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;
3.c) Kişinin bir suç işlediğinden şüphelenmek için inandırıcı sebeplerin bulunduğu veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olma zorunluluğu kanaatini doğuran makul gerekçelerin varlığı halinde, yetkili adlı merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması;
4.d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yasaya uygun olarak tutulması;
5.e) Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek amacıyla, hastalığı yayabilecek kişilerin, akıl hastalarının, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılarının veya serserilerin yasaya uygun olarak tutulması;
6.f) Kişinin usulüne aykırı surette ülke topraklarına girmekten alıkonması veya hakkında derdest, sınır dışı ya da iade işleminin olması nedeniyle yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;
7.g) Yakalanan her kişiye, yakalanma nedenlerinin ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamanın en kısa sürede ve anladığı bir dilde bildirilmesi zorunludur.
8. İşbu maddenin 1.c fıkrasında ön görülen koşullar uyarınca yakalanan veya tutulan herkesin derhal bir yargıç veya yasayla adli görev yapmaya yetkili kılınmış sair bir kamu görevlisinin önüne çıkarılması zorunlu olup bu kişi makul bir süre içinde yargılanma ya da yargılama süresince serbest bırakılma hakkına sahiptir.
Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminat şartına bağlanabilir.
8.4. Yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi ve eğer tutulma yasaya aykırı ise serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
8.5. Bu madde hükümlerine aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan
herkes tazminat hakkına sahiptir.

8) İNSAN HAKLARI
Açıklama: Aşağıda bahsedilen temel insan hak ve hürriyetleriniz zorla, zorbalıkla, şiddetle ihlal edildiyse buna zulüm; yapılan işleme de zalimce eylem denir. Aşağıda bahsedilen ve size uyan insani haklarınızın hangi yöntemlerle devlet ya da toplum tarafından şiddet kullanılarak ihlal edildiğini örnek ve somut delillerinizle izah ediniz.

MADDE 1 (İnsan Haklarına Saygı Yükümlülüğü)
Açıklama: İtibarlı bir insanken devlet tarafından KHK ile adınızın tüm dünyaya vatan haini ve terörist olarak ifşa edilmesi, onur, şeref ve haysiyetinizin yerle bir edilmesidir. Örneğin; KHK ile kapatılan okullarda başarılı, Olimpiyatlara öğrenci hazırlayan bir öğretmenken devletimin beni korumaması, korumak istememesi nedeniyle tüm dünyaya vatan haini ve terörist olarak ifşa edilerek savunmasız bırakıldım.

MADDE 2 (Yaşam Hakkı)
Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur.

MADDE 3 (İşkence Yasağı)
Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.

MADDE 4 (Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağı)
Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.

MADDE 5 (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı)
Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir.

MADDE 6 (Adil Yargılanma Hakkı)

MADDE 7 (Kanunsuz Ceza Olmaz)

MADDE 8 (Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı)

MADDE 9 (Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü)

MADDE 10 (İfade Özgürlüğü)

MADDE 11 (Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü)

MADDE 12 (Evlenme Hakkı)

MADDE 13 (Etkili Başvuru Hakkı)

MADDE 14 (Ayrımcılık Yasağı)

MADDE 15 (Olağanüstü Hallerde Yükümlülükleri Askıya Alma)
(Kanun, askıya alınabilir ama insanlık dışı uygulama ve işkence yapılamaz.)

MADDE 16 (Yabancıların Siyasal Etkinliklerinin Kısıtlanması)

MADDE 17 (Hakları Kötüye Kullanma Yasağı)
(Devlet memuru kendisine verilen yetkiyi kanunsuz şekilde kötüye kullanamaz.)

MADDE 18 (Haklara Getirilecek Kısıtlanmaların Sınırlanması)

MADDE 19 (Mülkiyetin Korunması)

MADDE 20 (Eğitim Hakkı)
(Devlet; ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.)

MADDE 21 (Serbest Seçim Hakkı)

MADDE 22 (Serbest Dolaşım Özgürlüğü)

MADDE 23 (Vatandaşların Sınır Dışı Edilmeleri Yasağı)
Detaylar için bkz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

9) GERİ DÖNÜŞ

Ülkeme geri gönderildiğim takdirde hakkımda devam edilen davalar ya da verilen cezadan dolayı haksız yere uzun süre tutuklu kalacağım, yaşam, özgürlük ve can güvenliğim tehdit, tehlike ve risk altında olacaktır. Bu yüzden ülkeme geri dönemem.

Yol mülakatı (ilk mülakat) soruları ve verilebilecek muhtemel cevaplar ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

Ana mülakat (ikinci mülakat) nedir, muhtemel cevaplar ve stratejiler ile ilgili video çalışmamız için tıklayınız.

Kaynakça:
Almanya İltica Değerlendirme Yasaları
Almanya İltica Yasası Türkçe Tam Metin
Almanya İkamet Kanunu (Türkçe)
Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası Türkçe
İltica Mülakat Stratejileri

Yapılan Yorumlar
Bir Yorum Yapın