Almanya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’nin (BAMF) Mart 2025 tarihli güncel raporu, Türkiye’de dernek ve toplanma hakkının yasal çerçevede garanti altına alınsa da pratikte ciddi kısıtlamalarla karşılaştığını ortaya koyuyor. Anayasa’nın 33. ve 34. maddeleriyle korunan bu haklar, uluslararası standartların gerisinde kalan uygulamalarla adeta gölgeleniyor.
Türkiye Anayasası, dernek kurma ve barışçıl gösteri hakkını açıkça tanıyor. Ancak 1983 tarihli 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, bu özgürlükleri “kamu düzeni” ve “ulusal güvenlik” gibi geniş gerekçelerle sınırlıyor. Örneğin, bir gösteri düzenlemek için 48 saat önceden valiliğe başvuru zorunluluğu, etkinliklerin keyfi yasaklanmasına yol açıyor. 2015’teki İç Güvenlik Paketi ise polise, göstericilere karşı silah kullanma yetkisi vererek ölçüsüz güç kullanımını meşrulaştırıyor.
Rapora göre, Türkiye’de sivil toplum kuruluşları (STK’lar) üzerindeki baskılar son yıllarda artış gösterdi. STK’lar, üye kayıtlarını İçişleri Bakanlığı’na bildirmek zorunda bırakılırken, “terörle mücadele” gerekçesiyle kapatılan derneklerin sayısı dikkat çekici. 2023’te en az 113 STK üyesi tutuklandı, 87 yıl hapis cezası verildi. Kadın hakları savunucusu “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” gibi örgütler, “ahlak ve kanun ihlali” iddialarıyla kapatılma tehdidi altında kaldı.
Şiddet, Yasaklar ve Rakamlar
2023 verilerine göre, en az 197 barışçıl gösteriye polis müdahalesi gerçekleşti, 54 etkinlik yasaklandı. Gözaltına alınan 3679 kişiden 58’i çocuktu. 2024’te ise İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamaları, Taksim Meydanı’na erişim engellenerek şiddetle bastırıldı. Polisin plastik mermi ve biber gazı kullandığı olaylarda 217 kişi gözaltına alındı, 35’i tutuklandı.
LGBTİ+ hakları mücadelesi de yasaklardan nasibini aldı. 2023’te tüm Onur Haftası etkinlikleri yasaklandı, 2024’te İstanbul’da düzenlenen Onur Yürüyüşü’ne katılan 15 kişi gözaltına alındı. Buna rağmen, Türkiye’nin farklı illerindeki mahkemeler, “yasakların hukuka aykırı” olduğunu defalarca vurguladı. Ancak kararlar, yerel yönetimlerce genellikle görmezden gelindi.
İmamoğlu’nun Tutuklanması ve Protestolar
2025’in en çarpıcı gelişmesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “suç örgütü kurmak ve yönetmek, irtikap, rüşvet almak, ihaleye fesat karıştırmak” iddiasıyla tutuklanması oldu. İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul, Ankara ve İzmir’de ilan ettiği gösteri yasağına rağmen, on binlerce kişi sokaklara çıktı. Polisin biber gazı ve ses bombalarıyla müdahale ettiği protestolarda, 1418 kişi gözaltına alındı. Gazeteciler de hedefteydi: BirGün muhabirleri, haber takibi sırasında darp edildi; 11 medya çalışanı “yasakları ihlal” gerekçesiyle tutuklandı.
Avrupa Komisyonu’nun 2023 Türkiye Raporu, ülkedeki mevzuatın “Avrupa standartlarına uyumlu olmadığını” vurguluyor. Uluslararası Af Örgütü ise polisin orantısız güç kullanımını “düşünce özgürlüğüne darbe” olarak nitelendiriyor. BAMF raporu, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki taahhütlerini yerine getirmediğine dikkat çekiyor.
Türkiye’de dernek ve toplanma özgürlükleri, yasalarla korunsa da uygulamada “güvenlik” söylemiyle aşındırılıyor. Hükümetin, eleştirel sesleri susturma çabaları, uluslararası toplumun tepkisini çekmeye devam ediyor. Ancak sokaklarda yükselen “Özgürlük!” sloganları, bu mücadelenin henüz bitmediğinin en açık kanıtı…