Almanya ve Avusturya’daki mahkemeler, Türkiye’deki siyasi baskılardan kaçan muhaliflerin sınır dışı edilmelerini önleyen tarihi kararlara imza attı. Kararlarda, Ankara yönetiminin yurtdışındaki devlet kuruluşlarını “gizli istihbarat aracı” olarak kullandığı vurgulandı. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve SETA gibi kurumların, Türkiye diasporası içindeki rejim muhaliflerini izlemek ve hedeflemek için kullanıldığına dikkat çekildi.
Köln İdare Mahkemesi, 12 Mayıs’ta aldığı iki ayrı kararla, Türkiye’den kaçan iki mülteciye sığınma hakkı tanıdı. Mahkeme, gerekçeli kararında, Türkiye’deki yargı sisteminin bağımsızlığını yitirdiğini ve adil yargılama ilkelerinin askıya alındığını belirterek, Ankara’nın muhalifleri hedef alma politikalarının Avrupa’ya kadar uzandığı uyarısında bulundu. Kararda, “Türk makamları, yurtdışındaki vatandaşlarını izlemek için dini, kültürel ve insani kuruluşları kullanmaktadır” ifadelerine yer verildi.
AVUSTURYA’DAN DA BENZER KARAR
Avusturya’da ise bir idare mahkemesi, 10 Haziran’da benzer gerekçelerle bir sınır dışı işlemini durdurdu. Mahkeme, Türkiye’nin yurtdışındaki kurumlarının “gizli servis operasyonları” yürüttüğünü ve özellikle Gülen hareketiyle bağları olduğu iddia edilen kişilere yönelik tehditin ciddiyetine işaret etti. Kararda, “Türkiye’ye iadesi istenen kişiler, Ankara’nın diaspora içindeki gözetleme ağları nedeniyle öngörülemeyen risklerle karşı karşıya kalabilir” denildi.
Mahkeme kararlarında öne çıkan kurumlar arasında Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), UID ve SETA yer aldı. Mahkemeler, bu kurumların kültürel ve dini faaliyetlerinin arkasına sığınarak, rejim muhaliflerine yönelik fişleme ve gözetleme çalışmaları yürüttüğünü kaydetti. Özellikle Diyanet’in yurtdışındaki cami ve dernekler aracılığıyla topladığı bilgilerin, Türk istihbaratıyla paylaşıldığı iddialarına dikkat çekildi.
MİT RAPORLAMA YAPIYOR
Türkiye diasporası içindeki gerilim, son yıllarda giderek arttı. Özellikle 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından, Ankara’nın yurtdışındaki vatandaşları üzerindeki baskı ve gözetleme mekanizmalarını artırdığı biliniyor. Avrupa istihbarat kaynakları, Türk gizli servislerinin Almanya, Avusturya, Fransa ve Hollanda’daki muhalifleri hedef aldığını raporluyor. Bu faaliyetler, yerel makamların tepkisini çekmeye devam ediyor .
Bu yargı kararları, Türkiye’deki muhaliflerin Avrupa’da daha fazla korunması gerektiği yönündeki uluslararası endişeleri yansıtıyor. Avrupa’daki yargı organları, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini ve adil yargılama eksikliklerini dikkate alarak, muhaliflerin korunmasına yönelik daha güçlü bir yaklaşım sergiliyor. Bu durum, Türkiye’nin Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini de etkileyebilir.